menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Taraf Değiştiren Kelimeler: Maarif! Maarif Modeli'ne Nurettin Topçu'nun nasıl bir etkisi olmuştur?

28 14
01.10.2025

“Medreselere karşı alternatif Batılı bir eğitim modelini ifade eden “maarif” kelimesi, Demokrat Parti ile başlayarak muhafazakârlar tarafından medrese sistemini çağrıştıran bir kavrama dönüştürüldü.”

“Maarif Modeli’ni sadece bir eğitim programı değil, aynı zamanda ideolojik bir yönlendirme aracı olarak görmek gerekir.”

Eğitimci yazar Sercan Çelik ile “Maarif” kelimesi ve Nurettin Topçu'nun eğitime etkileri üzerine konuştuk.

Maarif kelimesi son yıllarda ülkemizin en çok konuşulan kelimelerinden biri. Peki nedir maarif?

Maarif kelimesi, özellikle eğitimdeki Maarif Modeli ile ülkemizin gündemine girdi. Maarif, Arapça “maʿrifa” kökünden gelir, ma’rifet’in çoğul hali olarak dilimizde yer almıştır. Türk Dil Kurumu birinci anlamını “bilgi ve kültür”, ikinci anlamını ise “eğitim ve öğretim sistemi” olarak açıklamıştır. Tasavvufta olan “ilâhî sırlar üzerinde, varlıkların özü ve gerçeği hakkında tefekkür, keşif ve ilham yoluyla elde edilen bilgiler, irfan” olarak dilimize girmiş. Osmanlıda teknik okulların açılmasıyla dini anlamdan uzaklaşıp teknik bilginin öğretildiği bir eğitim sistemini nitelemeye başlamıştır. Ancak bugünkü çağrışımı ya da eğitim yerine maarif kelimesini kullananlar onun ilk hali olan tasavvuftaki karşılığına göre kullanırlar.

Peki maarif kelimesi nasıl taraf değiştirdi?

Maarif kelimesinin üç dönemde, farklı düşünce yapılarına sahip kesimlerce kullanıldığını söyleyebilirim. İlk olarak 17. yüzyılda Osmanlı’da bir gerileme dönemi başladı. Bunun temel nedeni olarak Batı’nın gelişmelerine ayak uyduramamak, yakalayamamak görüldü. Yenilenmesi gereken kurumların başında eğitim geliyordu. İlk dönemlerinde dini ve fenni bilgiyi bir arada vererek İslam âlimleri yetiştiren medreselerin zamanla yalnızca dini eğitim vermesi, Osmanlı’nın hem teknik hem de bilim insanı yetiştirme amacına yetmediği düşüncesini güçlendirdi. Bu dönemde medreselerde skolastik bir anlayışın hâkim olduğu kabul edildi.

Durum böyle olunca Batılı yetiştirme tarzına uygun eğitim verecek; devlete memur yetiştirecek ve teknik alandaki gelişmeyi sağlayacak okullar kuruldu. Mühendishane-i Bahri-i Hümayun ve Mühendishane-i Berri-i Hümayun ile başlayan süreçte asker, sağlık personeli ve kâtip yetiştiren okullar ardı ardına açıldı. III. Selim, II. Mahmud, Tanzimat, II. Abdülhamid ve II. Meşrutiyet dönemleri boyunca bu gelişim ilerledi. 1857 yılında ilk eğitim bakanlığı sayılan Maarif-i Umumiye Nezareti kuruldu. Yine bu dönemde hazırlanan Maarif-i Umumiye Nizamnâmesi ilk eğitim programı olarak değerlendirilmektedir. İlk (sıbyan), orta (rüştiye), lise (idadi) ve üniversite (Darülfünun) sistemi getirildi. Medreseler değer kaybederken Batılı tarz okullar ülke geneline yayıldı.

Bu dönemde medrese ve dini eğitim yanlıları, Batı tarzı okulları “dinden arındırılmış”, hatta “dinsiz yetiştiren” kurumlar olarak eleştirdi.

İkinci dönemde, maarif ile gelen Batılı okullarda yetişen askerler Cumhuriyeti kurdular. Onlar açısından maarif, din ile eğitimi ayıran modern sistemin adıydı. Bu dönemin en önemli özelliği tamamen modern bir eğitim yapılanmasına gidilmesiydi; medreseler kaldırıldı. Tevhid-i Tedrisat Kanunu’yla eğitim birleştirildi.

Ancak bu kez dilde Türkleşme hareketi başladı. Yeni ve modern Cumhuriyetin eğitim sistemini “maarif” kelimesinin karşılayamadığı düşünüldü. Ulus devletinin kimliğine yakışacak daha kapsayıcı ve içinde “milli” olan bir kelime arayışı başladı. Bu doğrultuda bakanlığın ismi birçok kez değiştirildi. 1935–1941 arasında “Kültür Bakanlığı”, 1941–1946 arasında yeniden “Maarif Vekâleti”, 1946’dan 1950’ye kadar “Millî Eğitim Bakanlığı” olarak kullanıldı. Bundan sonra Cumhuriyetin yetiştirmek istediği insan tipini karşılayan kelime “eğitim” oldu.

Üçüncü dönemde ise dilde sadeleşmeyle bakanlığın ismi Millî Eğitim Bakanlığı olunca, dini eğitimi savunan çevreler bu sefer “maarifçi” oldular. Bu damar beslendi ve Demokrat Parti ile iktidara taşındı. İlk işlerinden biri bakanlığın ismini tekrar “Maarif Vekilliği” yapmak oldu.

Eğitim her zaman mevcut ideolojinin yaygınlaştırılmasının aracı olmuştur. Demokrat Parti, Millî Eğitim Bakanlığı’nın adını değiştirerek eğitimi yeniden hem teknik hem de dini bilgiyi aynı anda veren bir yapıya dönüştürmek istedi. Okullardaki din derslerinin içeriği, kapsamı ve yaygınlığı değiştirildi. İmam hatipleri açıp medreseleri de Yüksek İslam Enstitüleri üzerinden yeniden kurarak Cumhuriyet modernleşmesinden Osmanlı modernleşmesine dönüşü başlattılar. Ülkeyi “Müslüman bir Amerika”ya çevirme hedefinin eğitimdeki yansıması maarif oldu.

1960 darbesi sonrasında 1960–1983 arasında........

© HalkTV