Siyasi parti lider ve üyelerinin söylemlerinin okullardaki şiddet eğilimlerinin yaygınlaşmasına etkisi
Sosyal medya, TV dizileri ve siyasi parti lider ve üyelerinin söylemlerinin okullardaki zorbalık ve şiddet eğilimlerinin yaygınlaşmasına etkisi göz ardı edilmemeli.
"Sosyal medyanın zorbalık ve şiddeti özendirici içeriklerine yönelik önleyici mekanizmalar oluşturulmalı, bunun için MEB müfredatındaki medya okuryazarlığı dersleri güçlendirilmeli, öğrencilere eleştirel izleme becerileri kazandırılmalıdır."
"Siyasi parti liderleri, üyeleri ve toplum önünde olan kamu yöneticileri çocuk ve gençlerin zorbalık ve şiddete yönelmemesi için sorumluluklarının daha fazla farkında olmalı, bu bağlamda olumsuz model oluşturacak biçimde zorbalık ve şiddeti besleyen üslubu ve söylemleri kullanmamaya özen göstermelidirler."
Prof. Dr. Ali İlker Gümüşeli ile okullardaki zorbalığı ve şiddeti konuştuk.
SON YILLARDA VE ÖZELLİKLE SON AYLARDA OKULLARDAKİ ZORBALIK VE ŞİDDET HABERLERİNDE BİR ARTIŞ YAŞANIYOR. BU KONUDA NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?
İçinde bulunduğumuz gönlerde eğitim ve okulların sorun alanları içerisinde öğrenciler arasındaki zorbalık ve şiddet en fazla tartışılan konulardan birisi haline geldi. Son on yılda Türkiye’de okul çağındaki çocuklar arasında şiddet ve zorbalık vakalarında dikkat çekici bir artış yaşanmaktadır. UNICEF ve PISA 2022 verileri, çocukların yaklaşık ,8’inin akran zorbalığına maruz kaldığını ve her dört öğrenciden birinin ayda birkaç kez zorbalık deneyimlediğini ortaya koymaktadır. İstanbul Kültür Üniversitesi’nin 2023–2024 dönemine ait bulguları ise 0–17 yaş grubunda şiddet olaylarının bir yıl içinde R oranında arttığını göstermektedir. Bu veriler, Türkiye’nin OECD ortalamasının üzerinde bir risk düzeyine sahip olduğunu ve okul gençliği arasında şiddet ile zorbalığın giderek daha yaygın bir sorun haline geldiğini ortaya koymaktadır. Diğer yandan TUİK 2025 verilerine göre güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocukların karıştığı olay sayısı 2024 yılında, 2023 yılına göre %9,8 oranında artarak 612 bin 651 oldu. Bu durum, gerekli önlemler alınmadığı takdirde, sorunun giderek daha vahim sonuçlara ulaşacağına işaret etmektedir.
ÇOCUKLARIN ZORBALIK VE ŞİDDET EĞİLİMLERİNDE ETKİLİ OLAN FAKTÖRLER NELERDİR? SİZ HANGİ FAKTÖRLERE DİKKAT ÇEKMEK İSTİYORSUNUZ?
Çocuklar ve gençlerin zorbalık ve şiddet eğilimlerinde ve bu eğilimlerin son yıllarda giderek artışında çok sayıda faktörün etkisi vardır. Bir başka ifadeyle bu artışın nedenleri çok boyutlu olup, sosyo-ekonomik faktörler, aile içi iletişim eksiklikleri, okul kültürü ve iklimi, dijital medya etkileri, televizyon dizilerindeki şiddet temsilleri ve siyasi liderlerin sert üslupları gibi unsurların bir araya gelmesiyle açıklanabilir. Sosyo-ekonomik eşitsizlikler, yoksulluk, göç ve işsizlik gibi stres faktörleri gençler arasında şiddet davranışlarını artırmaktadır. Dezavantajlı bölgelerde yapılan araştırmalar, bu tür sosyo-ekonomik baskıların okul dışı riskleri yükselttiğini ve okul içi zorbalığa zemin hazırladığını göstermektedir.
Takdir edersiniz ki bu kısa söyleşide bu faktörlerin tümünü ele almak mümkün değildir. Bu nedenle ben sosyal medya, TV dizileri ve siyasi partilerin liderleri, üyeleri ve kamu yöneticilerinin söylemlerinin sosyal öğrenme yoluyla zorbalık ve şiddet eğilimlerine etkisi üzerinde durmak istiyorum.
OKULLARDAKİ ZORBALIK VE ŞİDDET ÇOK BÜYÜK BOYUTLARA MI GELDİ? BU YÜZDEN Mİ SON GÜNLERDE ZORBALIK VE ŞİDDETLE İLGİLİ HABER VE YAYINLAR ÖN PLANA ÇIKTI?
Son günlerde okul zorbalığı ve okullardaki şiddet eğilimlerine yönelik haberlerin artmasını birçok nedene bağlamak mümkündür. Tabi ki okullardaki zorbalık ve şiddet artışının bunda rolü vardır. Ancak bundan daha önemlisi, bu olayların daha çok sayıda ve sık olarak yazılı ve görsel basında yer almaya başlamasıdır. Bunda hiç kuşkusuz toplumun ve ailelerin okul zorbalığı ve şiddeti konusundaki farkındalıklarının ve dolayısıyla bu haberlere karşı hassasiyetlerinin artması önemli rol oynamaktadır. Çünkü okul zorbalığı yeni bir sorun değildir. Bizim öğrencilik yıllarımızdan itibaren okul zorbalığı her dönemde var olmuştur. Ancak o yıllarda bu durum doğal karşılanırken ve bu konu ile ilgili sorunlar okul yönetimleri, öğrenciler ve aileler arasında çözüme bağlanırken, son yıllarda bu konu toplumsal bir sorun olarak görülmeye ve tartışılmaya başlandı. Bunda okul zorbalığının öğrencilerin sosyal ve psikolojik gelişimleri ve okul başarısına ilişkin ciddi olumsuz etkilerine yönelik bilimsel bulgulardaki artışın ve buna paralel olarak toplumun okul zorbalığına ilişkin bilinçlenme ve farkındalık düzeyinin yükselmesinin önemli etkisi olmuştur. Eskiden görülmeyen, önemsenmeyen okul zorbalığı artık ciddi bir sorun olarak görülmeye, tartışılmaya ve medyada daha sık yer bulmaya başlamıştır. Dolayısıyla bir yandan son yıllarda ülkemizde özellikle fiziksel okul zorbalığına ilişkin olaylar artış gösterirken, diğer yandan, okul zorbalığındaki rakamsal arış oranından çok daha fazlası, bu konularla ilgili haberler ve tartışmaların artışında oldu. Ayrıca bireylerin sosyal medya aracılığıyla ya da doğrudan haber kanallarına çok kolayca ulaşabilmesi de bu haberlerin artışında önemli rol oynadı. Bu da bir bakıma toplumun konuya giderek daha duyarlı hale geldiğini göstermesi bakımından olumlu bir gelişme olarak düşünülebilir. Ancak bu haberlerin ve olay sunumlarının olumlu yanlarının yanında olumsuz yanlarının olacağını da gözden uzak tutmamak gerekir. Çünkü bu yayınlar bir yandan toplumun, ailelerin ve öğrencilerin bilinçlenmesine yol açarken, gereğinden fazla gündemde tutulması ve görsel medyada sürekli ve bütün detayları ile yer alması da, özellikle zorbalığa ve şiddete eğilimli olan öğrenciler, aileler bakımından bir sosyal öğrenme etkisi yaratabileceğini unutmamak gerekir. Bunun için bu yayınların dozunu iyi ayarlamak gerekir, yoksa eskilerin deyimiyle “kaş yapalım derken, göz çıkarmış oluruz”.
MEB, AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI VE SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN BİR ARAYA GELEREK SORUNA ÇÖZÜM ARADIKLARINI VE ÇEŞİTLİ STRATEJİLER ÜRETTİKLERİNİ BİLİYORUZ. BU ÇABALARIN OKULLARDAKİ BU SORUNLARI KISA ZAMANDA ÇÖZÜME KAVUŞTURABİLİR Mİ? BU KONUDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
Konuyla ilgili üç bakanlık soruna çözüm getirmek için çeşitli toplantılar yapıp çözüm önerileri geliştirdiler. Bu önlemler içerisinde özellikle öğrenci ve aile eğitimlerine hız verilerek sorunun hafifletilmesine çalışıldı. Bunlar çok değerli çabalar. Kuşkusuz alınan önlemlerin hepsinin öğrenci ve ailelerin davranışlarının değiştirilmesinde az da olsa katkısı olacaktır. Az da olsa diyorum, çünkü bu önlemlere rağmen okullarda her geçen gün öğrenciler arası zorbalıklarda azalma bir yana, zorbalığın boyutunun öğretmenleri de kapsayacak kadar genişlediğine tanık olmaktayız. Bunca çabaya rağmen daha dün akşam Türkiye’nin en köklü ve başarılı liselerinden birinde 11. Sınıf öğrencilerinin 9. Sınıf öğrencilerinin yatakhanelerini basarak bazı öğrencilere uyguladıkları yoğun fiziksel şiddete ilişkin haberler, bu çabaların yeterli olmayacağına ilişkin en çarpıcı örnektir. Üstelik şiddet uygulayan öğrenciler LGS şampiyonu olan öğrencilerdir. Bu örnek eğitim düzeyi ile şiddet uygulama ya da zorbalığın ters yönde ilişkili olacağına ilişkin bütün okumaları altüst etmiştir. Bunun için konuyu basit öğrenci davranışı olarak ele alıp aileler ve öğrencilerle sınırlı hızlı çözümler üretmek yeterli değildir. Bunun yanında olayı bir sistem bütünlüğü içerisinde ele alarak, soruna yol açan okul içi ve dışı faktörlerin ciddi bir analizini yapılması ve bu analizler sonucunda toplumun tüm kesimlerini işin içerisine katacak nitelikte kalıcı önlemler geliştirilmesi gerekir. Bunun için sözü edilen bu üç bakanlığın aldığı önlemlerin sorunun çözümüne katkısı sınırlı olacağını düşünüyorum.
ANLADIĞIM KADARIYLA SİZİ OKUL ZORBALIĞI VE ŞİDDETİNİ ÖNLEMEDE TOPLUMUN HEMEN HER KESİMİNİ ETKİLEYEN VE SOSYAL ÖĞRENME YOLUYLA OKUL ZORBALIĞINI VE ŞİDDETİNİ BESLEME OLASILIĞI........© HalkTV





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
John Nosta
Daniel Orenstein
Beth Kuhel