Sevgili genç sen beş seçenekten fazlasın ve hep doğru seçeneksin
Türkiye’de üniversiteye giriş, yalnızca bir sınav değil; gençlerin, ailelerin ve hatta tüm toplumun ruh sağlığını etkileyen büyük bir stres fırtınasıdır. Her yıl milyonlarca genç, hayallerinin ve geleceğinin kapısını açmak için YKS’ye giriyor. Ancak bu sınav, çoğu zaman bir bilgi ölçme aracı olmaktan çıkıp, hayatın tüm anlamını yüklediğimiz dev bir eşik haline geliyor.
Ve ne yazık ki, bu eşik çoğu zaman, hem öğrencilerde hem ailelerde derin izler, bitmeyen kaygılar ve geri dönülmesi zor travmalar bırakıyor.
Öğrencilerin Üzerindeki Ağırlık
Bir genç, 17-18 yaşında… Dünyayı tanımaya, hayaller kurmaya başladığı o en kırılgan dönemde, tüm hayatının sadece birkaç saatlik bir sınava bağlı olduğunu bilerek yaşıyor. Sabahları uyanırken, gece yatağa girerken, hafta sonunu planlarken, arkadaşlarıyla vakit geçirirken bile aklının bir köşesinde hep o tarih: YKS günü.
Sınav stresi;
Uyku problemleri, yoğun kaygı sosyal izolasyon, kendini yetersiz hissetme, psikolojik tükenmişlik olarak kendini gösteriyor. Ve bu sadece başarısız olma korkusundan değil, sistemin dayattığı “tek yol” anlayışından kaynaklanıyor. Çünkü Türkiye’de üniversite sınavı, çoğu genç için “hayat memat meselesi” haline gelmiş durumda. Gençler en yakın arkadaşlarıyla bile rekabet halinde ve sürekli bitmeyen bir yarıştalar.
Yaşamlarının en az on yılını testler çözerek, hem stres hem büyük beklentilerle geçiren gençler üniversite bitip gerçeklerle yüzleşince geçmişte yaşadıkları hatta yaşayamadıkları her şey ağır birer travma olarak karşılarına çıkıyor.
Velilerin Gereksiz Yükü
YKS, sadece gençleri değil, aileleri de adeta sınava........
© HalkTV
