Sayın Bakanımızın “Tüm Okullarımızda Şartlar Eşit” Savı ve İlkokul Önlerindeki Öğrenci Servisi Enflasyonu
Gerçek okullar arası eşitlik, çocukların her sabah mahallesindeki okula uykularını almış, karınları tok bir şekilde gitmesiyle sağlanır.Çocuklar trafikte değil, sınıfta vakit geçirmelidir…
Milli Eğitim Bakanı her fırsatta “Tüm okullarımız eşit seviyede, hiçbir ayrım yok” diyor.
Ama sabah saatlerinde herhangi bir şehrin, özellikle büyük şehirlerin caddelerinde, sokaklarında dolaşan biri bu sözlere kolay kolay inanmaz. Çünkü Bakanımızın iddiasını, bazı mahallelerdeki ilkokul kapılarında sıra sıra dizilen öğrenci servisleri çürütüyor.
Bazı okulların önünde servis araçları neredeyse birer konvoy oluşturuyor. Çocuklar kilometrelerce uzaktan, “gözde” devlet okullarına taşınıyor. Aileler, kendi mahallelerindeki okula güvenemedikleri için çocuğunu başka semte göndermek zorunda kalıyor. Bu manzara bile başlı başına bir çelişki değil mi? Madem tüm okullar aynı seviyede, o zaman neden on binlerce çocuk sabahın erken saatlerinde servislerle şehrin bir ucundan öbürüne taşınıyor?
Oysa devletin en temel görevi, her çocuğa benzer imkanlarla eğitim ortamı sunmaktır. Bakanımız da her fırsatta bu imkanları eşit bir şekilde her okula sunduklarını açıklıyor. Ancak sahada, bir mahallenin okulu ile diğerinin arasında dağlar kadar fark varken bu durum, Bakanımızın basındaki söylemleriyle örtüşmüyor.
Okul Servisleri, bu eşitsizliğin en önemli tanıklarıdır.
Her sabah yolları dolduran bu minibüsler, aslında okullar arasındaki uçurumu gözler önüne sermek için yollardaki deliller gibiler. Mahallesindeki okulun yetersiz olduğunu bilen veliler, çocuklarını daha “başarılı” okullara göndermek için servislere yöneliyorlar. Böylece........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein