Proje okulları, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ve milli eğitim akademileri ile ne amaçlanıyor?
Şahin Aybek
“Sınav temelli bir sistemde proje temelli bir öğrenme ortamı yaratmakta mümkün görünmemektedir. Akademilerin kurulması öğretmen niteliğini artırmak bir yana eğitim fakültelerini işlevsizleştirerek öğretmen niteliğini daha da düşürebilecektir. “
Sayın Necdet Aykaç hoş geldiniz. Necdet Aykaç Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Öğretim Üyesi. Kendisi ile bugün eğitimin güncel sorunlarını konuşacağız.
Sayın Aykaç size göre bugün eğitimin güncel sorunları nelerdir? Eğitim sistemimizde istenilen nitelik yakalandı mı?
Bir eğitim sisteminin başarısı, öğrencilere verilen nitelikli eğitim ile mümkündür. Bugün için nitelikli bir eğitim verildiğini söylemek oldukça zor. Eğitim sistemimiz ne yazık ki bilimsel veriler ölçüsünde yapılandırılmaktan çok günlük ve siyasi politikalarla şekillenmektedir. Bunun sonucu olarak okul öncesinden yükseköğretime kadar örgün eğitim sistemimizde ve öğretmen yetiştirme sistemimizde birçok sorunla karşı karşıyayız. Ancak bu sorunlar çözülmek bir yanan gün geçtikçe daha da artmaktadır. Bu şekli ile ne öğrenciler ne öğretmenler ne de veliler var olan eğitim sisteminden memnun kalmakta ve eğitim sisteminin değeri gittikçe düşmektedir. Bu sorunlar içinde özellikle fırsat ve eğitim eşitsizliği ön plana çıkmaktadır. Okullar arasındaki başarı ve kaynak farklılığı, kaynaklarının okullar arasında adaletli bir şekilde dağıtılmamasından kaynaklı olarak okullar ve bölgeler arası başarı farklılıkları bulunmaktadır.
Proje okulları uygulaması eğitim sisteminin belirli bir niteliğe kavuşması anlamında bir çözüm getirmekte midir? Son günlerde proje okulları neden eğitim sisteminde çok tartışılan konular arasında yer almaktadır?
Proje okulları uygulaması havalı bir kavram olarak eşitsizliklerin pekiştirilmesi, belirsizliklerden beslenmesi ve çalışanları güvencesizlikle karşı karşıya bırakması nedeniyle ortaöğretimde neoliberal bir dönüşümün iz düşümleri olarak görülebilir. Proje okul uygulaması, okullar arasındaki mevcut eşitsizlikleri ve ayrımı gidermek yerine daha da derinleştirmektedir. Bu eşitsizliklerin ve ayrıştırıcı pratiklerin yansımaları sadece öğrencilerle sınırlı kalmamış, okullarda görev yapan öğretmenleri de doğrudan etkileşmiştir. Zira, 2015 yılı itibarıyla aralarında İstanbul Erkek Lisesi, Atatürk Fen Lisesi, Kabataş Erkek Lisesi gibi Türkiye’nin en köklü ve seçkin liselerinin de bulunduğu 44 okul, proje okulu olarak açıklanmıştır. İlk olarak Türkiye’nin en gözde okulları proje okulu kapsamına alınırken zamanla bu sayı artmış, her ilin en başarılı ve tanınmış okulları proje okulu kapsamına dahil edilmiştir. 2016 yılında 163 proje okuluna 2017’de 51, 2018’de yaklaşık 800 okul eklenerek proje okulu sayısı bini geçmiştir. İlk etapta proje okulu yapılan kurumların çoğunun da en başarılı ve en iyi olanaklara sahip okullar olduğu bilinmektedir. Bu kapsamda, 2018-2019 yılı itibarıyla, Türkiye’deki Fen ve Sosyal Bilimler Liselerinin tamamı proje okuluna dönüştürülmüştür. Bu okulların başarı, fiziki donanım (derslik, laboratuvar, konferans salonu, pansiyon vb.) ve kaynaklar bakımından en iyi okullar olduğu bilinmektedir. Yine belirtilen yıllarda, Din Öğretimi Genel Müdürlüğüne bağlı Anadolu İmam Hatip Liselerinden proje okulu olanların sayısı 319’dur. Bununla birlikte, 2021 yılı itibariyle Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü’ne bağlı Meslekî ve Teknik Anadolu Liselerinden yaklaşık 300’ü proje okulu okuluna dönüştürülmüştür. Bu okulların akademik başarıları Fen ve Sosyal Bilimler Liseleri kadar yüksek olmamasına rağmen, kaynaklarının görece yüksek düzeyde olduğu söylenebilir. Bu çerçevede, neoliberal politikaların toplumdaki bazı kesimlere avantajlar sağlayarak mevcut eşitsizlikleri yeniden ürettiği söylenebilir. Proje okul uygulaması ile başarı düzeyleri ya da hâlihazırda kaynakları görece yüksek olan okullar daha da desteklenirken, aynı durumun başarı düzeyi düşük ve kaynak bakımından yoksun okullar için gerçekleşmemesi, okullar arasındaki ve öğrenciler arasındaki başarı farklılıklarının derinleşmesini beraberinde getirebilmektedir.
Neoliberal politikaların çalışanlar üzerindeki en önemli etkisi ise istihdamın esnek ve güvencesiz bir hâle dönüştürülmesidir. Bu okullardaki eğitim çalışanlarının, diğer okullardan farklı olarak, görev yerleri kolaylıkla değiştirilebilmektedir. Nitekim proje okullarının gündeme gelmesiyle en çok tartışılan konulardan biri, bu okullara öğretmen atama ve yönetici görevlendirme süreci olmuştur. Öğretmen ve yöneticilerin aynı eğitim kurumunda en fazla sekiz yıl görev yapabileceği belirtilmiştir. Bu yönetmeliğe dayalı olarak 1.187........
© HalkTV
