menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Panik, kaçınmalar ve kaygı: Kendimize nasıl yardım edebiliriz?

8 0
01.06.2025

Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Aslan ile kendimize nasıl yardım edebilirizi konuştuk.

Hocam, gündelik hayatımızda sıkça karşılaştığımız duygular var: kaygılar, korkular, kaçınmalar... Özellikle panik anlarında hissettiğimiz yoğun duygular ve bedenimizin verdiği tepkiler. Bunlar neden bu kadar tanıdık, bu kadar ortak?

Çünkü bu hisler çok insani. Hepimiz zaman zaman iç ya da dış tehditler karşısında emosyonel ve bedensel tepkiler veririz. Bedenin sempatik sistemi devreye girer, "savaş ya da kaç" yanıtı dediğimiz bir alarm hali oluşur. Bu sırada çarpıntı, nefes darlığı, baş dönmesi, terleme gibi belirtiler görülür. Aslında panik atak dediğimiz şey bu yoğun alarm halinin kısa süreli zirveye çıkmış halidir. Ve bu yalnızca bir ruhsal hastalık belirtisi değil; insan olmanın, canlı kalmanın doğal bir parçası olabilir.

Peki, bu durumda ne yapmalıyız? Daha da önemlisi, kendimize nasıl yardım edebiliriz?

İlk adım yaşadığımız şeyi bir bozukluk değil, bedenin doğal bir savunma tepkisi olarak görmek. Panik atak kendini sınırlayan bir süreçtir; genellikle 10-20 dakika içinde yükselir ve sonra yavaşça azalır. Ancak çoğu zaman bireyi rahatsız eden atağın kendisinden çok, “ya tekrar yaşarsam” kaygısıdır. Bu da beklenti anksiyetesi dediğimiz ikinci bir döngüyü yaratır.

Yani yaşadığımız şeyin bir kalp krizi olmadığını, zihnimizin yarattığı bir senaryo olduğunu fark etmek mi gerekiyor?

Kesinlikle. O anki düşünceler genellikle felaketleştiricidir: “Kalp krizi geçiriyorum”, “Bayılacağım”, “Kontrolü kaybediyorum” gibi. Bunların yalnızca düşünce olduğunu, gerçek olmadığını kendimize hatırlatmamız gerekiyor. Anksiyete sırasında zihnimiz nadiren gerçeklikle çalışır. Oysa o düşünceler sadece varsayımdır, hayal ürünüdür. Bunlara kapıldığımızda, sanki şimdi........

© HalkTV