menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

MEB “Halk Eğitimi Merkezi” tabelalarındaki “halk” ifadesini kaldırsın

21 7
14.09.2025

Tarihçe ve Misyon

Halk Eğitimi Merkezleri, Türkiye’de 1950’li yıllardan itibaren yaygın eğitim anlayışının bir parçası olarak kurulmuş, özellikle kırsal kesimde okuma yazma seferberliğiyle başlayan bir misyon üstlenmiştir. Yıllar içinde yalnızca okuma yazma değil; meslek edindirme, el sanatları, kültür-sanat, yabancı dil, bilgisayar ,gastronomi,giyim gibi alanlarda kurslar açarak milyonlarca vatandaşa ücretsiz eğitim imkânı sunmuştur. Devletin “her yaştan vatandaş için ikinci bir okul” anlayışıyla hayata geçirdiği bu kurumlar, toplumun sosyal ve ekonomik gelişiminde önemli bir rol oynamıştır.

Halk Eğitim Merkezlerinde Halk Var mı?

Ancak bugün geldiğimiz noktada sorulması gereken soru şu:Halk Eğitimi Merkezlerinde hâlâ “halk” var mı? Yoksa bu kurumlar çoktan belli vakıfların, belediyelerin ve siyasi kadroların arka bahçesine mi dönüştü?

Siyasi Müdahaleler ve İhtiyaçtan Sapma

Geçmiş yıllarda, belediyelerin büyük bir kısmının AK Partili olduğu dönemde, Halk Eğitimi Merkezlerinin sınıfları TÜGVA, TÜRGEV, İlim Yayma gibi vakıflara, camilere ve özellikle belediyelere ölçüsüz şekilde açıldı. İhtiyaca göre değil, siyasete göre kurslar açıldı. Bir ilçede üç camide aynı anda kurs açılırken, vatandaşın defalarca talep ettiği bilgisayar, yabancı dil veya meslek edindirme kursları ya hiç açılmadı ya da aylarca ertelendi. Halk Eğitimi Merkezleri, halkın ihtiyaçlarını karşılamak yerine, ideolojik çevrelere hizmet eden araçlara dönüştürüldü.

Belediyeler ve Usta Öğretici Seçimi

Bununla da kalmadı. Belediyelerle yapılan protokoller sayesinde Halk........

© HalkTV