2244 yıllık eğitim tarihimizin hesabını yapmadan yaşayan eğitimci, eğitimci değildir
Eski yıllarımızı yani eğitim tarihimizi okumazsak başarılı olamayız. Bırakın eğitim tarihimizi, yakın eğitim tarihimizi bile okumuyoruz…
Bir bayram sabahına eğitimle ilgili ilkyazı olarak ne yazayım diye düşünürken, tarihin tekerrürden ibaret olduğunu düşündüğümüzde, eğitim tarihimizin önemini anlatan bir yazı yazmanın uygun olacağını düşündüm, Prof. Dr. İsmail Güven’in bir başyapıt niteliğindeki, herkesin mutlaka ama mutlaka okuması gereken Türk Eğitim Tarihi kitabını dördüncü kez okuduğum şu saatlerde. Güven’in dediği üzere “Eğitim tarihi çalışmaları, bellekte birikenleri kitlelere yeniden hatırlatarak, yapılan ya da yapılması olası yanlışlardan dönmeyi hedefler.” Yani eğitim tarihimizi okumazsak eğitimde başarılı olamayız. Ama ülkemizde, bırakın eğitim tarihimizi, yakın eğitim tarihimizi bile okumuyoruz. Ve eğitim tarihimizi okumazsak, eğitim tarihimizde yaşanan olumlu ya da olumsuzlukları bilimsel açıdan değerlendirerek, geçmişin yaşantılarından yararlanarak günümüze ışık tutacak dersler çıkaramayız. Eğitim tarihimizin tarihsel gelişim evrelerini ve bu evreleri biçimlendiren sosyal, siyasi ve ekonomik güçleri öğrenerek, eğitimimizin geleceğini daha kolay şekillendirebiliriz. Eğitimde aynı hataları tekrarlamamanın yolu; eğitim tarihimizi okumaktan geçiyor, yoksa aynı hataları tekrarlar tekrarlar dururuz.
Bir Eğitim Tarihi Farkındalığı Oluşturulmalıdır
Kökenleri Hun, Göktürk, Uygur, Selçuklu ve........
© HalkTV
