menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

AK Parti’den CHP’yi dilenmek

362 1
09.09.2025

CHP İstanbul İl Başkanlığı önünde, koruma çemberi içerisinde gazetecilere açıklama yapan Gürsel Tekin’i dinlerken, hem üzüldüm hem de düşünmeden edemedim.

Tekin’i binlerce polisin eşliğinde, “Yoldaşım” dediği partililerin yüzüne hakaretler savurmasını, üzerine su şişeleri yağdırmasını göze alacak kadar kapıya getiren motivasyon nedir?

İktidarla mücadeleyle geçen ömrüne “AK Parti’nin kayyumu” lekesini ne uğruna konduruyor?

Hangi öfke Tekin’e babaevinin kapısını polisle birlikte çaldırıyor?

Mahkeme tarafından geçici süreyle verilen il başkanlığı yetkisi için mi yapıyor bunları?

Tekin için bu, çoktan mazide kalmış, hafif bir makam sayılır…

Çoğu CHP’linin nefret etmesi ve hain bellemesi pahasına gündemde kalma ve adından söz ettirme kaygısı mı?

Sanmıyorum.

Tekin’in kirli bir şöhrete ihtiyacı da yok.

O halde neden “Bir cenaze var, kaldırmayalım mı” diye geldiği parti binasının önünde kendi siyasi cenaze namazını kıldırıyor?

Kurultay yarası

AK Partililer günlerdir şöyle yazıyor:

“Kurultayda şaibe var” diyen, CHP’li.

Şikayet eden CHP’li.

Tanıklar CHP’li.

Göreve getirilen, CHP’li.”

Haksızlar mı?

Hayır, bu eleştirilerinde sonuna kadar haklılar.

Çünkü CHP’de, parti içi iktidar mücadelesi siyasi iktidara karşı verilmesi gereken mücadelenin önüne geçiyor.

Ve ilk kez olmuyor.

Kronikleşmiş bir siyasi rahatsızlık bu, zaman zaman nükseden.

CHP’nin 3-4 Kasım 2023’te gerçekleştirdiği, Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderlik koltuğunu kaybetmesiyle sonuçlanan 38. Olağan Kurultay, kapanmayan, kanayan ve cerahatli bir yaraya dönüştü.

Biraz kabuk bağlamaya dursa…

İktidar tırnaklarını geçirip kanatıyor.

Yara hep açık kalıyor.

Hançer

Kılıçdaroğlu ve onunla birlikte mevkilerini kaybeden parti eliti arkadan hançerlendiklerine inanıyor. CHP’nin iradesi satın alınmış delege oylarıyla İmamoğlu tarafından ele geçirildiğini savunuyorlar.

Kurultay iddianamesine baktığımızda, evet, Erzurum ve Bitlis’teki iddiaların aydınlatılması gerek.

Ancak 1200 delegeye 50 milyon dolar, telefon ve KİPTAŞ’tan ev dağıtma iddiaları dedikodudan öteye geçmiyor.

Şaibe iddiaları kurultaydan hemen sonra Kılıçdaroğlu yanlıları tarafından sosyal medyada dile getirilmişti. İktidarın o günlerde ‘CHP magazini’ diye gördüğü bu iddiaları kıymetlendirmesi için 31 Mart’ı yaşayıp görmesi gerekecekti.

31 Mart muhalefeti

Parti içi muhalifler içerisinde kurultaydaki tutumları nedeniyle yerel seçimde aday gösterilmediklerini, dışlandıklarını ve ayrımcılığa uğradıklarını düşünenler var.

Haklı da olabilirler.

Kazananın bütün koltukları aldığı, kaybedenin bütün koltukları kaybettiği seçime demokratik diyebilir miyiz?

‘Değişim’ tırpanı, başta İstanbul ve İzmir olmak üzere belediye başkan adayları belirlenirken çok keskin işledi.

Adana, Mersin ve Aydın hariç, Kılıçdaroğlu’nu destekleyenler tasfiye edildi.

Tekin de bu isimlerden biri.

Eğer 31 Mart’ta Kadıköy ya da Esenyurt’da aday gösterilseydi, bugün il başkanlığı önünde kayyıma direnenler arasında olurdu.

O ve diğerleri seçim kampanyasında İmamoğlu’na ve değişimcilere muhalefet........

© HalkTV