Bu kadarı da fazla ama Devlet Bey!
Ben yazımın başlığını genellikle yazı bittikten sonra atarım.
Bu kez önce başlığı yazdım. Zira düşünce ve duygularımı yeterince ifade ediyordu.
Ancak yine de -başa dönerek- yazmam gerektiğini hissettim.
Başa döndüm.
*. *. *
Anlı şanlı gazeteciler, Kürt sorunu ile üniversite yıllarında tanıştığını anlatır ya.. Benim miladım Van Atatürk Lisesi birinci sınıftır.
Harp Okulu mezunu babam, doktorların neredeyse umut kestiği kanser vakası nedeniyle “çürüğe çıkmamak” için TSK’dan istifa etmiş.. Sümerbank, Çimento fabrikası derken 1960’ların ikinci yarısında MİT’e girmiş.. Kurumdaki ilk görev yeri de Van olmuştu.
Okumaya, öğrenmeye aç zihnimle Kürt sorununa balıklama atlamıştım. Aynı ülkede yaşıyorduk ama birbirimizi anlayamıyor, sanki paralel evrenlerde salınıp duruyorduk.
Üç yılın sonunda Ankara’ya döndük. Babam MİT Okulu diyebileceğim birime atandı.
Van izlenimlerini de işte o sırada hazırlayıp müsteşarlığa sundu. Aydın Çineli Hüseyin, “Kürtlere düşman gibi yaklaşılıyor. Özellikle görevlilerin kötü muamelesine maruz kalıyor” diye yazmıştı raporunda.
Önce rapor yüzünden mimlendi. Sonra MİT Okulu’nun başına bir MHP’linin getirilmesine itiraz ederek!
Elbette bu tavrı “cezasız” kalmadı. Doğu’ya sürgün gibi zamansız bir tayinle gönderildi. Danıştay’a başvurdu. Avukatları Uğur Mumcu ve Uğur Alacakaptan’ın muhteşem savunmalarıyla tayin durduruldu.
Bu kez resen emekli edildi.
Bir süre sonra Ecevit seçimi kazanıp Başbakan olunca MİT’e döneceğini umuyordu. Olmadı. Ecevit yıllar sonra Can Dündar ve Rıdvan Akar’a konuşurken, -babamın ismini sadece baş harfleriyle zikrederek- “Gladio’yu aşamadım” diye itiraf etmişti.
* *. *
Benim MHP ile temasım ise, 12 Eylül öncesi TRT’de Milliyetçi Cephe iktidarı sırasında olmuştu.
Haber Merkezi’nin bulunduğu kattaki koridorda sık sık ülkücü tosunlarla karşılaşırdık. Her seferinde de kim kenara çekilecek oyunu oynardık. Bir kez bile kenara çekilmedim. Saçma ama o günlerin koşullarında insana gurur duygusu veren bir “zafer” olurdu.
Birkaç kez de başta “7 TİP’li gencin katlinde” adını duyduğum ama o sıralarda savcı Doğan Öz’ü öldürmekten yargılanan ülkücü İbrahim Çiftçi’nin duruşmasında tattım zaferi!!
Mahkeme salonu çıkışında ülkücüler kovaladı.. Ben Olimpiyat seçmelerinde derece almaya yakın bir koşuyla TRT arabasına binip........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein