Adaletin kestiği parmaklar!
İlkokul 2’den itibaren okumak, hayattaki en büyük tutkum oldu:
Okumak ve öğrenmek..
Bir de soru sormayı, görünürün arkasındakini merak etmeyi öğrenmek.
Rasim Ozan Kütahyalı’nın gözaltı macerası buna son örnek oldu.
Önce bir şeyin altını çizeyim. Yazacaklarım, bazı verilerden hareketle “tahmin ettiklerim” ile sınırlı. Kimse kulağıma bir şey fısıldamadı. Zaten uzun süredir sağlık sorunlarım yüzünden o kadar eve kapalı yaşıyorum ki, fısıldamak isteyecekler adımı unutmuş bile olabilir. Ayrıca okuyunca anlayacaksınız ki parametreler apaçık gösteriyor durumu. Önce kısacık bir hatırlatma: Rasim Ozan “CHP’ye kayyum atanacak.. Ankara’da polis bu nedenle alarma geçti” diye yazınca önce Borsa sendeledi. Sonra hakkında gözaltı kararı çıktı. Daha daha sonra da ifadesi alınıp adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Peki bütün bunlar NEREDE, HANGİ KOŞULLARDA GERÇEKLEŞTİ?
* ROK o sırada arabasıyla İstanbul’dan Ankara’ya gidiyordu. Uçak ve tren aslında daha kolay ve ekonomik olurdu. Ancak oralarda TC kimlik numarasıyla anında gözaltı kararı uygulanabilirdi. Pek çok kişinin başına geldiği gibi..
* Hesaba katmış mıydı bilmiyorum. İstanbul ile Ankara arasında Bolu yakınlarında.. Yani neredeyse tam olarak yarı yolda, Bolu emniyetinin takibine yakalandı. Gözaltına alınıp hemen hastaneye sağlık muayenesine götürüldü.
* Bir sonraki durak Bolu Adliyesi oldu. Orada SEGBİS sistemiyle ifade verdi.
* Nereye? Gözaltı kararı veren Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına.
* İstanbul’da kalacak olsa kim bilir Emniyet’te kaç gün geçirecek.. İfadesi hangi koşullarda........
© HalkTV
