menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mahallemize musallat olan haydudu kınamakla yetinirsek, bu ‘yılan', yarınlarda… sokmadık mahalleli bırakmayacaktır!

11 0
friday

(16 Temmuz-Çarşamba günkü yazımızda '15 Temmuz Hıyaneti'ni değerlendirmeye çalışırken, darbelerin tarihî köklerinden hareketle, Birinci Dünya Savaşı'ndaki ağır yenilgimize ve 1923 ve sonrası darbe ve hıyanetlere değinmeyi bugüne bırakmıştık. Ancak, öne çıkan acil bir başka konu dolayısıyla, o vaadimizi bu yazının son bölümünde yerine getirmeye çalışacağız.)

Evet, mahallemizde geçmişte, nice haydutluklarıyla göstermiş olan dış saldırgan güçlerin yerinde, bugün, yeni Alman Başbakanı Merz'in itiraf ettiği üzere, onların kirli işlerini devam ettirmek için vazifelendirdikleri bir başka haydut var.. Gözüne kestirdiği her kişi veya aileyi rahatsız etmek ve mahalleden kaçırmak için yapmadık zorbalık bırakmıyor, çocukları ve analarını ve de savunmasız sivilleri katledecek kadar canavarca cinayetler işleyen bir haydut güruhu..

Çünkü, onun bütün o cinayet ve haydutluklarını, 'kendi hayat hakkını sürdürmek için yaptığı' şeklinde izah edecek ve hatta alkışlayacak bir 'eşkıya taifesi' arkasında duruyor; Mahallemizin dünlerdeki haydutlarından, eşkıyalarından..

Ve her saldırıdan sonra, mahallemizin aile reisleri veya sözleri az-çok geçen veya dinlenecek olanlar, tepki olarak, hep aynı nakaratı tekrarlıyorlar: 'Kınıyoruz.. Protesto ediyoruz.. Dünya niçin suskun?' Bunu yaparken de, bütün mahalleyi korumak düşüncesiyle değil, sadece sıranın 'kendilerine de geleceğini' düşünerek..

Halbuki asırların tecrübesinden imbiklenip gelen bir atasözündeki tavsiye ne kadar ders verici mahiyettedir: 'Beni sokmayan yılan, isterse bin yıl yaşasın!' diyen kişi de, o yılan tarafından sokulur.

Siyonist haydutlar örgütü İsrail, her gün bir yerlere bombalar yağdırmak saldırganlığına bir yenisini daha ekledi ve evvelki gün Suriye'nin başşehri Şam'da en hassas noktaları da vurdu ve hemen ardından da Amerikan Dışişleri Bakanlığı yaptığı resmî açıklamada, 'Bu saldırının bir yanlış anlamadan kaynaklandığı'nı ifade ediverdi! Yani, ciddiye alınıp da, tepki verilmemesi hatırlatması ve dolaylı tehdidi...

Bu açıklamadan sonra, bizim nice 'Trumpist/stratejist yorumcu'lar da ekranlarda hemen 'Trump'ı temize çıkarmak' istercesine, 'O'nun bu saldırıdan rahatsız olduğu' mânasını çıkardılar ve konuyu sadece Netanyahu, Trump vs. gibi kişilerle sınırlandırmaya çalıştılar, çalışıyorlar..

Halbuki, mahallemize baskın yapan haydutların en başında, USA emperyalizmi ve malum müttefikleri bulunuyor. Ama, bu gerçek, 'batıcılık siyaseti'ne gölge düşmesin diye saklanmaya çalışılıyor.

Gelelim, Çarşamba günkü yazımızın devamı olan darbelerle dolu tarihimize bakmaya..:

'TAİFE-İ LAİKUS SALTANATI' İÇİN, DARBE YAPMA TEKNİĞİ!!

16 Temmuz tarihli yazımda, '....' Birinci Dünya........

© Haksöz