Dijital çağda simülasyon hayatlar ve kimliğin sanal inşasI
Kimlik, kişinin kendisine ve başkalarının onu nasıl tanımladığına dair sosyal, kültürel ve bireysel özelliklerin toplamıdır. Kimlik inşası, toplumsal yapıların, normların ve sosyo/kültürel ilişkilerin kompleks yapısına karşılık gelmektedir. Kimliğin ilk inşa süreci, aile bağları ve sosyal çevre ekseninde şekillenen etkileşimlerle başlar. Sevgi ve merhamet bağlarıyla donatılmış şekilde yaratılan insan, sosyal varlık olarak bu bağlardan yoksun bir yaşam sürdüremez. Yüce Allah, insanı sosyal bir varlık olarak yaratmış ve birliktelik ile dayanışma üzerine bir hayat düzeni kurmuştur. İnsan, eşlerden aileye, oradan topluma ve milletlere uzanan sosyal yaşam formlarıyla varlığını sürdürür. Geleneksel toplumlarda sosyalleşme genellikle küçük odaklı mekanlarda gerçekleşirdi. Taziye, düğün ve bayramlaşma gibi küçük gruplarla yapılan etkileşimler kimlik inşasının önemli bir boyutunu oluşturmaktaydı. Nüfusun az olmasından, coğrafi koşulların gündelik yaşam ilişkilerini zorlamasından ve günün teknolojik gelişmelerinin kısıtlı imkanlarından ötürü sınırlı bir benlik sunumu vardı. Örf/ gelenek örüntülerinin etkin olduğu toplumlarda benlik sunumu daha somut ve şekilcilikten uzak bir görüntüye sahipti.
Soyut/Sanal Kimlikler ve İmaj Merkezli Benlik Sunumu
Dijitalleşmenin alabildiğince yaygınlaştığı bu çağda, soyut/sanal kimlikler akışkan bir zeminde ve geniş kitlelere kolay yoldan ulaşma imkânı yakaladı. Ancak bu durum, ahlaki normlardan yoksun ve "vitrin karakter" ekseninde şekillenen benlik sunumlarını da beraberinde getirdi. Benlik, toplumsal etkileşim içinde meydana gelen bir olgudur. Kişi benliğini doğuştan kazanmaz, başkalarıyla olan ilişkiler ve toplumun geri bildirimiyle geliştirerek dönüştürmektedir. Goffman’a göre birey, başkalarının beklentilerine göre roller oynar. Bu, kişinin fıtratına yabancılaşmasının ilk adımı olabilir. İmajı merkezi alan ve........
© Haksöz
