Zelenski çeviride kayboldu
Beyaz Saray’daki tarihi kavga sırasında Donald Trump bir ara Zelenki’ye “Don’t tell us what we’re going to feel,” diyor. “You’re in no position to dictate what we’re going to feel.” Türkçesi: “Bize ne hissedip hissetmeyeceğimizi söyleyemezsin. Ne hissedeceğimizi belirleyecek bir konumda değilsin.” Alıntıyı özellikle İngilizce yaptım. Çünkü geçenlerde ikinci dili İngilizce olan gazetecilere eğitim veren Barbara Serra’nın Substack bülteninde yazdığı bir yazı ilgimi çekti: İki lider arasındaki kavganın müsebbibi acaba biraz da dil problemi mi?
Trump’ın Ukrayna Devlet Başkanı’na haddini bildirmesinden sonra sosyal medyada “İngilizce konuşsan dert, konuşmasan dert,” benzeri yorumlara denk geldim. Arada tercüman olmayınca dile hakim bir yabancı lider Amerikan Başkanı’na kolaylıkla laf yetiştirebiliyor. Ayrıca tansiyonun yükseldiği durumlarda tercümanlar ağızdan her çıkanı tercüme etmeyebiliyor. Bu duruma özellikle futbol söyleşilerinde çok sık rastlıyoruz.
İNGLİZCE ÇOK KOLAY DEĞİL
Zelenski belli ki İngilizceye hakim olduğunu düşündüğü için Trump’la aracı olmadan konuşmayı tercih ediyor. Amerikan kültürüne de hakim. Bu ülkede sen ve siz ayrımının olmadığı dilde sadece eşitlerarası iletişimde değil, hiyerarşi devreye girdiğinde bile insanlar birbirlerine ön adlarıyla hitap ederler. Dilimizde iki ayrı zamir olmasına rağmen Türkler genelde tek taraflı sen’den siz’e geçiverir; sınıfsaldır bu durum.
Amerikan İngilizcesinde öyle değil. Başkan Yardımcısı’na yanıt verirken “J.D.” diyor Zelenski. Ancak Vance karşısındaki bir devlet başkanı olmasına rağmen böyle anılmaktan pek hoşnut olmuyor. Belli ki burada da bir çifte standart işliyor, Amerikalı olmayan birinin Amerikan normlarını kullanması kabul görmüyor.
Sahiden, yabancı dili konuşsan da problem konuşmasan da. Nitekim özellikle “J.D.” diye hitap etmesi ve “dictate” kelimesi krizde “tercümede kaybolma” faktörünün de rol oynayabileceğine işaret ediyor. Çünkü İngilizce öğrenmesi kolay, ama ileri seviyede iletişim kurulması çok zor dil.
Türkçe çeviri kitaplar ve altyazılarda dili kağıt üzerinde anlamakla kültürel kodlarını bilerek çevirmenin yarattığı hasarlara sık sık tanık oluyoruz: “Smoked salmon” bir kitapta “isli som balığı” olarak çıkıveriyor, somon füme yerine. New York eyaletinin başkenti Albany birden altyazıda Arnavutluk olabiliyor.
Hiç unutmuyorum, CNN’in sürekli dünyayı gezen sunucusu Richard Quest’le Hürriyet’te çıkan bir söyleşide Yeni Zelanda’nın Auckland şehriyle California’daki Oakland karıştırılmıştı. Üstelik söyleşiyi yapan Amerikan eğitiminden geçmiş biriydi, ancak Quest’in çok da manalı olmayan Oakland’da ne işi olabileceğini sorgulamayıp kasedi çözmüştü. Demek istediğim dili bilmek de yetmiyor.
Zelenski de “dictate” kelimesini “Diktatörlük........© Habertürk
