menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Her devrin iktidarı

94 1
12.05.2025

Trilye ★★

Kuleli Sokağı No: 32, Çankaya-Ankara

Her yeni iktidar göreve geldikten sonra başkenti kendine göre şekillendirir. Çok önemli gibi görünmese de başkentlerin yeme-içme kültürü de devletteki değişimden nasibini alır. Politikacılardan gusto beklemek anlamsız, zaten başkent lokantalarına da yemek için değil iş bitirmek için gidiliyor. Tabii bol bol içiliyor da. İnsanlar 24 saat boyunca birbirinin kuyularını kazıp altlarını oyuyor, arkalarından dolaplar çevirip bir yandan ülke yönetiyor. Bu operasyona akşam yemeği arası verilmiyor. Başkentteki bütün yemekler, Amerikalıların tabiriyle “çalışma yemeği.” Bu ortamda iyi yemek yapan bir başkent lokantası bulursanız ne ala.

Ankara’da da iktidarlar değişse de yeme-içme iktidarı yıllardır aynı kalmayı başaran Trilye. Birkaç saatliğine gittiğim başkentte Trilye’ye yıllar sonra yeniden gittiğimde yeniden fark ettim. Hiç bozulmayan, istikrarlı bir şekilde iktidar sofrası konumunu ve kaliteli mutfağını koruyan başka bir yer var mı, bilmiyorum. Hiç kimse Trilye gibi olamadı. Trilye de hiç kimse gibi olmak istemedi ama.

DEFALARCA GİTTİM AMA İLK KEZ YEDİM

Bilen biliyor zaten. İlk duyulduğunda insana şaka gibi gelen “İyi balık Ankara’da yenir,” ifadesini zihinlere kazıyan bir balıkçı burası. Başkentin tüm monotonluğunda sahibi Süreyya Üzmez’in renkli takımları gibi çok çeşitli, çok olaylı bir yer üstelik. Dünyada siyasetin nabzının attığı bütün başkent lokantaları gibi herkesin birbirini tanıdığı, masalar arasındaki geçişlerle zaman zaman milletin kaderinin belirlendiği bir yer.

Bu son söylediğimi biraz abartıyor olabilirim, ama benim bir başkent lokantasıyla ilgili beklentim bu. Herhangi bir akşam içeride gazetecileri, siyasetçileri, iş adamlarını, sivil toplumdan isimleri, büyükelçilik görevlilerini ve büyük ihtimalle ajanları bulmak mümkün. Hala üstelik.

Ankara’nın bir bileni meslektaşım ve arkadaşım Muharrem Sarıkaya bana kentin coğrafi konumundan dolayı Türkiye’nin her yerine dört-beş saat mesafede olduğunu söylüyor. Ege’den, Karadeniz’den ve Akdeniz’den çıkan balıklar çok kısa süre içinde başkente varıyor. İstanbul’a gelişinden bile daha hızlı. Ülkenin tam ortada ortasındaki kara tarafından kilitlenmiş Ankara’nın deniz kıyısındaki şehirlere böylesi bir avantajı var.

Süreyya Üzmez ise bana Karadeniz’de sadece Trilye için çalışan beş balıkçı teknesi olduğunu, başlarında da bir emekli komiserin görev yaptığını söylüyor. Sabah erkenden avlanan balıklar en taze şekilde Trilye’nin öğle servisine yetişiyor.

Bu tabii ki ciddi bir organizasyon işi. Üzmez, başkentte herkesin bildiği gibi 90’lı yıllarda Genelkurmay Karargahı’nda Çevik Bir gibi paşaların yanında görev yapmış bir asker. Ancak yemeğe olan tutkusu o zamanlar komutanlarla görüşen gazetecilerin bile dikkatini çekmişti. Trilye’ye hala düzenli olarak........

© Habertürk