menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sürecin gizli gündemi var mı?

31 0
05.03.2025

1 Ekim 2024 tarihinden itibaren gündemde yer bulan ve nihayet 27 Şubat 2025 günü terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrıyla farklı bir aşamaya gelen sürecin, farklı boyutlarıyla tartışılması gerekiyor. Pek çok aktörün ve kesimin sürece katkı sağlamak için çaba göstermesi önemli. Ancak bunun karşılık üretmesi için doğru zeminlerde ele alınması zorunlu.

Bu meseleye dair gündem, kamuoyunda son derece canlı ve hareketli. Hemen tüm medya mecralarında konuşuluyor, tartışılıyor. Ancak can alıcı bir nokta dikkat çekiyor. Toplumun tartışmalara ilgisi, geniş ölçüde sessiz. Daha çok “izleyip görelim” noktasında duruyor ve bu durumun ne düzeyde umut, ne ölçüde kaygı ifade ettiğini tam olarak kestiremiyoruz.

Daha önceki süreçlerde ortaya çıkan sıkıntıların ve nihayetinde başarısız sayılan sonuçların bunda bir rolü olduğu açık. Geçmişteki girişimlerin bugüne ışık tutan bir hafıza ve tecrübe olduğu görüşüne kuvvetle katılıyorum. Şunu unutmadan elbette. Toplumsal hafıza meselenin sonuca yönelik boyutuyla her zaman daha ilgili. Dolayısıyla temkinli bekleyişin bununla da yakından ilgisi olabilir.

KAYGI VE KAZANIM

Elbette bir başka nedene daha dikkat çekebiliriz. Değişim ve barış gibi kavramların her zaman belli bir ilgi ve heyecan oluşturduğunu, hatta bunun ülkemizde hayli yüksek seyrettiğini söylemek yanlış olmaz. Ancak burada toplumun ilgi odağında bir yanıyla kaygılarının giderilmesi; diğer yandan ise ortaya konulan hedeflerin hangi kazanımları getireceğini bir parça olsun görebilmek yer alıyor.

Neresinden bakarsak bakalım MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ortaya........

© Habertürk