Dedemin Kürt raporu
Çocukluğum tarihî hadiselerin, özellikle de Sultan Abdülhamid’in “istibdat devri” denen iktidar senelerinde ve tahtından indirilmesi sonrasında yaşananların hemen her gün konuşulduğu bir çevrede geçti.
Aile büyüklerim ve dost çevremizdekiler o hadiselerin ya tam içerisindeydiler, yahut ucundan veya kenarından dahil olmuşlardı. Dolayısı ile 1915 tehciri, Şeyh Said ayaklanması yahut Dersim isyanı gibisinden olayları tâââ ilkokul senelerimden itibaren defalarca dinlemiş ve öğrenmiştim.
Atatürk’ün valilerinden olan büyükbabam Cemal Bey, 1925’deki Şeyh Said ayaklanması sırasında Diyarbakır valisi idi...
Ayaklanmanın bütün safhalarını yaşamasına, hattâ Şeyh Said ile arkadaşlarının idamlarında da hazır bulunmasına ve hadiselerin bahsi geçtiğinde bazı olayları anlatmasına rağmen, eski devlet adamlarının âdetleri gereği olacak, önemli ayrıntıları hiç konuşmadı ve bütün herşeyi üstü kapalı şekilde ifade etmeye itina gösterdi. Şeyh Said ve 1938’deki Dersim isyanlarının merak ettiğim tarafları hakkındaki hiçbir soruma cevap alamadım, “Hiç olmazsa idamdan sonra cenazelerin nereye defnedildiğini söyleseniz...” diye birşeyler öğrenmek istediğimde de ya duymazlığa gelip cevap vermez, yahut okuduğu kitaba veya gazetesine daha fazla eğilirdi.
Cemal Bey, Şeyh Said isyanının ardından Diyarbakır’dan Elâzığ’a tayin edilmiş, tecrübesinden istifade etmek isteyen Ankara’nın talimatı ile 1926’da bir ara Dersim’e gidip bir rapor hazırlamış, huzursuzlukların........
© Habertürk
