Silahtan sonra…
TERÖR eylemlerinin en yüksek olduğu dönemdi...
Bölgede çatışmalar en yüksek seviyesine ulaşmıştı…
Dönemin Başbakanı Turgut Özal, 1987’nin sıcak Haziran’ında telkinlerin hiç birini dinlemedi, miting düzenlemek için Diyarbakır’a gitme kararlılığını korudu.
Diyarbakır Belediyesi’ni partisi ANAP’ın almış olmasının da verdiği güvenle geldiği meydan, beklediği gibiydi…
Havaalanından, miting alanına kadar yol boyu sevgi gösterileri durmak bilmiyordu…
Miting konuşmasının yarısına gelmişti, her bir cümlesinde meydandakiler hareketleniyordu…
Kürtçe konuşmanın, kaset çıkarmanın suç olmaması gerektiğini söylediğinde, sloganlar, zılgıtlar birbiri ardına geldiği anlardı.
Bir anda sessizlik hakim oldu, sevinç boğazlara tıkandı…
Acı haber kısa sürede yayıldı…
Diyarbakır’a 1,5 saat uzaklıktaki Mardin’in Ömerli ilçesine bağlı Pınarcık Köyü’nü basan PKK, 16’sı çocuk, 6’sı kadın, 8’i erkek 30 insanı katletmişti…
Miting meydanını bırakıp Pınarcık’a ulaştığımızda, karşımızda duran katledilmiş çocukların görüntüsü içler acısıydı…
Özal’ın, Kürtçenin özgürleşmesi, kültürel hakların tanınmasına dönük adımı o gün akamete uğratıldı…
Diyarbakır’da konakladığımız Turistik Otelin hemen yanında bulunan Ordu Evi’nde kalmakta olan Özal’ın morali oldukça bozuktu.
Üst rütbeli subaylar tepkilerini yüksek sesle dile getirirken, Özal silahlı teröre karşı, ancak halkı kazanarak mücadele edilebileceğini söylüyor, kararlılığından bir adım atmama yönündeki tutumunu koruyordu.
Askerler ile Özal arasındaki ortam buz gibiydi…
Taziye için gelen siyasileri izlemek için bölgede kaldık…
Çok geçmedi, üç hafta kadar sonra PKK bu kez Yuvalı Köyü’nü bastı, 7’si çocuk, 2’si kadın 9 kişiyi öldürdü…
O gün atılması gereken bütün adımlar geri bırakıldı…
Sonrasında da iktidar değişti…
Cumhurbaşkanlığında çatışmaları bitirmek için attığı adımlara da Özal’ın ömrü yetmedi.
Sonrasında bilinen dönemler geldi…
Köyler boşaltıldı, PKK eylemlerini kırdan şehirlere kaydırdı...
Devlet ise aynı şekilde sertleşti…
Köyler boşaltıldı…
PKK boşalan köylerden destek bulamayınca dağların daha yüksek kesimlerine çekildi.
Lideri Öcalan’ın yakalanması da örgüte yeni bir darbe indirdi…
Toplum ile bağını gittikçe kopardı.
Varlığını kanıtlamak için kıra dayalı şehir gerillası modeline geçti; Ankara Anafartalar, Kumrular gibi eylemleri ile masum insanları katletti.
Ancak, Coğrafyayı genişliğine ve derinliğine kullanmakta zorlanan PKK da militanlarını Irak ve Suriye’ye taşıdı…
Bölgedeki resmi ve askeri istihbarat örgütlerinin içinde cirit attığı PKK, Suriye’deki iç savaşta militanlarını düzenli orduya dönüştürdü…
ABD başta olmak üzere bölgedeki bazı ülkelerin sağladığı silah ve istihbarat desteğiyle DAEŞ’e karşı savaştı…
İçerde kaybetmeye başladığı itibarını, uluslararası arenada kazanmayı hedefledi, vekalet savaşçısına dönüştü.
DAEŞ’a karşı savaşırken Musul, Kobani, Rakka’da edindiği şehir gerillası deneyimini Türkiye’de uygulamaya kalktı.
Hendek çatışması durumunu daha da zora soktu…
Halk ayaklanması (serhildan) yaratmak için attığı adımda umduğunu bulamadı; kitle desteğini de kaybettiğini gördü.
Siyasal bileşenlerinden de ağır eleştiriler almaya başladı…
Eylemlerini bombalı araç, canlı bomba ve suikast tarzı cinayetlere dönüştürdü.
Ancak bölgedeki değişim, Suriye’de ortaya çıkan yeni yapı, PKK’ya uzun süre yaşam tanımayacağının en iyi göstergesi oldu…
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin güçlü çıkışı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın desteği, içinde bulunduğu koşullara rağmen CHP lideri Özgür........© Habertürk
