menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Oyun değiştirici savaş…

48 0
15.06.2025

ÖYLE savaşlar vardır ki, ilk başladığı anla bitimi arasında hem savaşan ülkeler, hem de içinde bulundukları coğrafyadaki rutini değiştirir…

Hatta dünya ticareti ve siyasetinde de değişimlere yol açar, o nedenle “oyun değiştirici savaş” adını alır…

En çok da Orta Doğu’da rastlanır…

Örneğin, 1948 Arap-İsrail savaşı, Filistin sorununun temelini oluştururken, içerdeki çatışmaların da gongunu vurdu...

Beraberinde gelen 1967 Altı Gün Savaşı, yeni bir sürecin kapısını araladı…

Filistin Kurtuluş Örgütü ve özgürlük hareketini başlattı; El Fetih’in doğmasına yol açtı…

O tarihten itibaren 1967 sınırları referans olarak kabul edildi ve bugün da tartışılan sorunun odağında olmaya devam etti.

Bölge ülkelerini de içine çekti ve altı yıl sonra, Mısır, Suriye’nin de dahil olduğu 1973 Yom Kippur Savaşı’nı başlattı.

Bu çatışmalar bir yandan Camp David Anlaşmaları diye bilinen ABD’nin arabulucu çabalarının ortaya çıkmasına neden olurken, krizin uluslararası boyuta da çıkmasının önünü açtı.

Washington ve Moskova yönetimlerinin doğrudan dahil olduğu kriz haline gelmekle kalmadı, OPEC’in petrol ambargosu dünya düzenini sarstı…

Ardından 1980- 1988 arasında, benim de gazeteci olarak izlediğim o meşhur İran-Irak savaşı patladı…

Savaşın çıkmasının gerisinde uluslararası güçler vardı; hedef de İran’ın İslami devrimini ihraç çabasının önüne geçmekti.

Körfez ülkeleri bu nedenle Irak’ı destekledi, dönemin Irak lideri Saddam Hüseyin yönetimine silah ve para desteğinde bulundu…

Saddam’ın militarizasyonunu yükseltti; o da bundan güç alıp 1990’da Kuveyt’i işgal etti…

Irak uzun yıllar içinden çıkamadığı, bugün de etkisi süren Körfez Savaşları içinde debelendi…

Ardı sıra gelen iki Körfez Savaşı da ABD’nin bölgeye, dolayısıyla hidrokarbon yataklarına, yani petrolün üzerine konmasını kolaylaştırdı.

Bu sömürü ve askeri baskı düzeni Irak’taki İran etkisini yükseltti, ABD müdahalelerinden pişman olup geri adım atmak ve ülkeden çıkmak durumunda kaldı.

Ancak İran, arkasından gelen Suriye iç savaşında vesayet savaşçıları aracılığıyla etkin güç haline geldi; Irak’ta ordu ve yönetimi etkisi altına aldı…

DAEŞ terör örgütünün doğması ve büyümesine neden olurken, ilk kez vekalet savaşçıları sürecinin de önünü açtı.

Rusya da oyuna dahil oldu, Türkiye’nin de bölgedeki etkisi ve gücü yükseldi.

Hemen ardından da 2014’te Yemen iç savaşı patlat verdi, Suudi Arabistan ile İran arasındaki gerilimin artmasını da beraberinde getirdi.

Körfez ülkeleri ile İran arasındaki........

© Habertürk