menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İran'da rejimi kim devirecek?

27 0
20.06.2025

İSRAİL ve ABD’den en üst düzeyde gelen açıklamalara göre hedef İran rejimini devirip, yerine yenisinin kurulmasını sağlamak.

Bu hedef tutar mı?

Yanıt verebilmek için, önce bir ülkedeki rejimin yıkılıp, yenisinin kurulabilmesi için hangi şartların oluşması gerektiğine bakmak gerekiyor...

Genelde iki yolu var…

Birincisi “klasik süngü” yöntemi; bir ülkenin askerleri, hedef ülkeyi karadan işgal eder, içerden aldığı destekle rejimi devirir...

Ya da Suriye ve Libya’da olduğu gibi, kendisi yerine vekalet savaşçıları aracılığıyla yıkma işlevini yerine getirir...

Bir diğer yol da hava saldırılarıyla yıkmaktır…

Hava bombardımanıyla ülke zayıflatılır, içerde hazırladığı isyancı gruplar aracılığıyla halk galeyana getirilir ve rejim yıkılır…

Örneklerini son 30 yılda özellikle bu coğrafyada çok sayıda görme olanağına kavuştuk...

ABD ve İsrail, kara gücü sokma olanağı olmadığı için, ikinci yolu seçiyor, havadan saldırarak İran rejimini yıkmayı deniyor…

Peki, İran içinde isyana önderlik edecek bir yapı var mı?

Daha önemlisi, onların toplumsal kabulü var mı?

Görünür olanlardan başlayalım…

Habertürk TV muhabirimiz Alihan Tok arkadaşım 6 gündür İran sınır kapısından yayın yapıyor...

Alihan Tok’un hangi yayınına denk geldiysem, ağırlıklı olarak çıkışın değil İran’a girişlerin olduğuna vurgu yapıyor.

Yani dışarı doğru kaçış değil, daha çok içeri doğru giriş var…

Genetik ülke toplumu davranışının, yani yönetimine öfke de duysa, dışardan gelen saldırılarda vatanı korumak için Voltran oluşturma kapasitesini sergiliyor...

Diasporadakiler dahi ABD ve İsrail’in, nükleer enerji odaklı saldırısına tepki koyuyor.

Onlarca ülkenin nükleer enerji santrali varken, birçok ülke de Uranyum zenginleştirmesini kendi yaparken, İran’a yapma demelerine anlam veremiyor.

Bu da toplumsal tepkinin ABD ve İsrail’e dönmesini sağlıyor.

Gelelim içerdeki duruma…

İran’da bulunan ve bölgeyi de çok iyi bilen birçok akademisyen ve işadamı ile sohbet etme olanağı buldum.

Hepsinin de altını çizdiği kritik cümle, “Burada rejime karşı bir hareket yok, aksine birleşme var” yönünde oldu.

Bazı gruplarda hareketlenme........

© Habertürk