menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hızlanmadan, nezaketli çabuklukla…

33 0
11.05.2025

ÖRGÜT teröre dayalı eylemlerine başladığında Türkiye’de doğan bir çocuk bugün 42 yaşında…

Bu, PKK’nın kendini feshetme ve silah bırakma sürecinin ne denli zor bir zeminde gerçekleştiğini sergiliyor.

Çünkü o gün doğan çocuklar, bu yaşlarına kadar, çatışma ve eylem içinde büyüdü…

Karşı taraftaki de bir gün kendi kentinde yapılacak terör eyleminin korkusu içinde yetişti.

Karşılıklı olarak kendine özgü aidiyetler, katmanlar, kutuplar oluştu…

Ebeveynlerinin yemek masasındaki sohbetleri, komşu ziyaretlerinin başköşesindeki konuları, büyüdüğü bu güne kadar zihninde kalıcı imajların depolanmasına neden oldu.

Bir travmayı, acıyı, korkuyu, kaygıyı, endişeyi, tereddüdü diğer kuşağa taşıdı…

“TARİHİN ETNİK PERİYODU…”

Politik psikolojinin duayenlerinden Prof. Dr. Vamık Volkan’ın da soruna ilişkin düşüncesini yansıtırken söylediği gibi, “Tarihin etnik periyodu da Türkiye’yi çok fena vurdu…”

Ancak savaş alanında da sıklıkla tanıklık edilen “düşmana empati…” burada da gelişti; çatışmanın uçlarında yer alanlar birbirini daha iyi anlamaya ve çözüme odaklı çare üretmeye yöneldi…

Uçları, yavaş yavaş yakınlaştırdı.

Bugün terörün sona ermesi için en çok çaba gösterenin MHP lideri Devlet Bahçeli

Mamak zindanında devrimci ve ülkücü hareket davasından hapis yatmış, merhum Sırrı Sürreyya Önder ile Celal Adan da aynı hedefte buluştu; her ikisi de terörsüz Türkiye’nin oluşması için var gücüyle çalıştı.

CHP lideri Özgür Özel de politikası ile içindeki ulusalcı kanadı baskıladı, hasret duyulan terörsüz ülkeye odaklanmalarını sağladı…

Prof. Dr. Volkan’ın da altını çizdiği gibi, ulus devletleşme çabalarının en yoğun olduğu, koca Yugoslavya’nın 8 parçaya bölündüğü, Abhazya, Tayvan, Osetya gibi tarihin etnik periyodunun yaşandığı, karşı devrimi yaratan göç hareketinin aşırı milliyetçiliği hortlattığı, etnik yapıların öne çıktığı bir döneme denk düştü…

AĞAÇ MODELİ İLE İLERLENDİ…

Geçmişte 11 kez denenen, her biri de başarısızlıkla sonuçlanan, silahların bir daha tetiğine basılamaz hale gelmesini hedefleyen süreçler, bu kez iyi yönetildi.

Her bir denemeden elde edilen bilgi birikimi, geçmişte yapılan hataların bu kez tekrar edilmemesi olumsuz etkilenmesinin önüne geçti.

En kıymetli olan ise yapılanların bir sessizlik içinde, şova izin vermeden, bilmesi gerekenlerin bilmesini sağlayarak ilerlendi.

Bahane siyasetinin önüne geçilmesinin yanında, vaat dayatmasına da fırsat tanınmadı…

Prof. Dr. Volkan’ın da üzerinde çok durduğu o meşhur “Büyük Çatı…” projesinin uygulamaya konulması sağlanırken, “Ağaç Modeli…” hayata geçirildi.

Yani adım, adım ilerlenmeyi amaçlayan, hızlanmadan çabuk, çabuk gitmeyi hedefleyen, her bir adımda korumacı nezaket içinde dalların kuvvetlenmesi sağlanarak, yeni filizlerin oluşmasına olanak sağlayan model işletildi.

Klasik psikanalizin akademide var olan tüm yöntemleri hayata geçirildi…

Yani kimse birbirine, “sen şunu yapmaya mecbursun; sen bunu yaparsan, ben de karşılığında şunu yaparım” demeden ilerlendi.

Bir al ver yerine, terörün ürettiği var olan sorunlar sergilenip, kendi problemini çözmenin........

© Habertürk