menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

36 yıl sonra gelen devam filmi

34 0
06.09.2024

1988 yapımı “Beterböcek” (Beetlejuice), çekildiği dönemin fantastik komedi trendlerini takip etmeyen, kendi yolunu çizen bir filmdir. Kısa sürede kült haline gelmesi bir yana, bugün çoğu eleştirmen tarafından modern klasik olarak kabul edildiğini özellikle not etmek gerekir. Gişelerdeki performansı, video kaset ve DVD satışlarında ulaştığı sayılar, yapımcılar için iştah kabartıcıdır. O yüzden devam filmi üzerindeki çalışmalar 1990 yılında başlar. Ne var ki, Tim Burton’ın kontrolünde geliştirilen fikirler, yazılan öyküler ve senaryolar, yıllar boyunca bir türlü finalize edilemez. Tim Burton’ın 2022’de duyurulan projeye katılmasıyla birlikte bugüne gelinir.

Öyküsü Seth Grahame-Smith, Miles Miller ve Alfred Gough’un ortak imzalarını taşıyan “Beterböcek Beterböcek” (Beetlejuice Beetlejuice), daha açılış jeneriğinden itibaren ilk filmin hayranlarına selam gönderen, onlara “Merak etmeyin, tanıdık bir dünyadasınız” diyen, nostalji ve saygı duygusunu sonuna kadar kaybetmeyen bir film.

Son dönemin “prequel”, “reboot”, “spin-off”, “origin story” gibi modalarına yüz vermeyen eski usul bir “devam filmi” seyrediyoruz. Hem de her şeyiyle… Öyle ki, iki film arasındaki geçen yıllar, hikâyede bile aynen karşımıza çıkıyor. Olaylar ilk filmin bittiği noktadan 36 yıl sonra başlıyor.

Lydia Deetz’i (Winona Ryder) erkek arkadaşı Rory’nin (Justin Theroux) yapımcısı olduğu televizyon programında “hayalet uzmanı” olarak gördüğümüz ilk sahne ve peşinden gelen sekansta ikinci filmin daha farklı bir hikâye formatında çekildiğini düşünmemiz mümkün. Lydia’nın seyircilerin arasında Betelgeuse’ü (Beterböcek) görür gibi olduğu ve korktuğu anlarda mesela… Ölülerin dünyasında geçen, hademe (Danny De Vito) ile Delores’in (Monica Bellucci) yer aldığı ilk sahnelerde de aynısını hissediyoruz: Bizi ilkinden çok farklı bir filmin beklediğini düşünüyoruz. Hatta korku öğelerinin, komediye oranla biraz daha baskın olduğu fikrine dahi kapılıyoruz. Ama film ilerledikçe komedi öğelerinin giderek öne çıkmaya başladığını ve Tim Burton’ın alttan alta ilk filmin formatına sadık kaldığını görüyoruz. Özellikle de hikâyenin yapısı ve temalar konusunda…

1988 yapımı filmde Lydia, 1980’lerde “goth” diye anılan alt kültürün temsilcisi bir lise öğrencisidir. Lisedeki sürüden ayrılan kara koyundur. Sanki Tim Burton’ın “alter ego”sudur. Beyaz Anglo Sakson Protestan (WASP) kültürün anti tezi gibi durur. Aslına bakarsanız, en az filme adını veren Beterböcek (Michael Keaton) kadar önemli karakterdir. Yeri gelmişken, farklı devam filmleri üzerine çalışıldığı dönemlerde Lydia’nın yer almayacağı projelerin yeterince efektif olamayacağı konusunda getirilen itirazları hatırlatmak isterim. Daha sonra televizyon dizileri ve video oyunlarıyla bir eğlence markasına........

© Habertürk


Get it on Google Play