menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

'Tuzak': bir Shyamalan gerilimi

44 0
21.08.2024

M. Night Shyamalan’ın filmografisinin son 10 yılını şöyle bir aklıma getirdiğimde, geçtiğimiz haftalarda gösterime giren “Tuzak”ın (Trap), hikâye, karakterler ve alt metinler açısından en mütevazı filmi olduğunu düşünüyorum. Öte yandan, yolu sinema komplekslerine düşen seyircilerin çoğunu baştan çıkarma konusunda iddialı bir yaz filmi duruyor karşımızda. Sadece fragmanı ve tek cümleye indirgenebilecek hikâyesiyle dahi seyirciye cazip gelebilecek bir film.

“Tuzak”, kızıyla gittiği pop müzik konserinin kendisini ele geçirmek için kurulmuş bir tuzak olduğunu anlayan seri katilin yakalanmamak için gösterdiği çabaları anlatan bir gerilim filmi. Özeti duyar duymaz “Konserde geçen ‘Zor Ölüm’ diyenler çıkabilir” belki ama buradaki ana karakter, seri katili yakalayacak kahraman değil. Seri katilin ta kendisi ve her şey onun yakalanmamak için yaptıkları üzerine kurulu… Shyamalan, polise genelde hep uzaktan bakıyor. Onları kötü adamın gözünden gösteriyor.

Peki, baş karakter Cooper’ın (Josh Hartnett) bir kötü adam olması, “Tuzak”ı anaakım sinemanın doğasından uzaklaştırıyor mu? Kesinlikle, hayır. İlgiye değer hikâyeler kurma ve anlatım ustalığı konusunda her zaman takdir ettiğim Shyamalan, merkezdeki karakterin seri katil olmasını filmin lehine çevirmesini biliyor. Kim olduğunu anladıktan sonra, yapacakları konusunda düştüğümüz endişenin yarattığı gerilim, filmi finale kadar alıp götürüyor.

Gerçi hayranları ne der bilemem ama bana sorarsanız, “Ziyaret” (The Visit - 2015), “Paramparça” (Split - 2016), “Glass” (2019), “Zamanda Tutsak” (Old - 2021) ve “Kulübeye Tıklat”dan (Knock at the Cabin - 2021) sonra Shyamalan’ın riskleri daha aza indirerek, güvenli sulara açıldığı bir gişe filmi “Tuzak”.

Kuşkusuz, Shyamalan hikâyeyi küçük sürprizlerle örmekten geri durmuyor; filmini çok da tahmin edemeyeceğiniz noktalara doğru sürüklüyor ve seri katil Cooper’ın psikolojik portresi üzerinden iyi kötü bir alt metin inşa etmeye gayret ediyor. Bir seri katilin içindeki kötülüğün, acımasızlığın nereye kadar gidebileceğini sorguluyor. Film boyunca onu kurbanlarını öldürürken görmüyoruz belki; ama sadece dikkati başka bir yere çekmek için tanımadığı insanlara karşı ne kadar acımasız ve merhametsiz olabileceğine tanık oluyoruz.

Daha önemlisi, bir noktadan sonra önceliğinin........

© Habertürk


Get it on Google Play