Yine mi Schliemann
Ansiklopedik bilgilere bakarsanız Heinrich Schliemann Troya, Miken ve Tirins kazılarını yürüten bir Alman arkeolog. Ama aslen, Troya’yı katman katman tahrip etme pahasına keşfeden “amatör” bir arkeolog. Dinamit ve kazma-kürek kullanmak suretiyle Yunanlıların savaşta bile vermediği zarara yol açarak antik kentin duvarlarını yok edip, çıkardığı hazineleri kaçıran yağmacı bir vandal. Schliemann’a alaycı takılan profesyonel arkeologlara göre ise bulduğu her çakıl taşını, Homeros destanlarına bağladığı için peşin hükümle bir takım hayali tezler üreten, arkeoloji ilmine zararlı bir varlık.
İşte şimdi, Schliemann’ın 150 yıldır en azından hipotez olarak kabul gören iddialı bir tezi sarsıntı geçiriyor. Başrolde, Troya kazılarından çıkan çift kulplu kil kadehler var; İlyada ve Odysseia destanlarındaki adıyla “depas amphikypellon”. Uzun silindir gövdeli bu kadehler kazılarda aynı yapı kompleksinden çıktığı için Schliemann 10 Mayıs 1873 günü itibariyle, Troya Kralı Priamos’un sarayını bulduğuna ve Homeros destanlarında geçen “depas amphikypellon”ların seçkin sınıfın şarap kadehi olduğuna, avam tabakanın ise bu lüks içecekten mahrum kaldığına hükmediyor. Schliemann’a göre saray duvarları dışında kimse içmiyor.
Gerçi Tübingen Üniversitesi Arkeoloji Enstitüsü’nde yapılan biyomoleküler testler, çift kulplu kadehlerde yoğun miktarda meyve asidi bulunduğunu ortaya koymuş, dolayısıyla şarap içimine yaradığı kanıtlanmış. Peki şarap içmek için ille de çift kulplu kadeh mi gerekiyor? Bu sorudan hareketle Tübingen, Bonn ve Jena üniversitelerinden üç prehistorya uzmanı, Troya’nın kurulu olduğu Hisarlık Tepe arkeolojik alanında bulunan farklı kupa ve bardakları inceliyor, aynı meyve asidi izlerini tespit ediyorlar. American Journal of Archaeology dergisinde yayınlanan çalışmaya göre demek ki, Erken Tunç Çağı’nda, yani........
© Habertürk
