menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Nobel Barış Ödülü'nü hangisi alır

29 0
12.08.2025

Her ikisine de Nobel Barış Ödülü için adaylık yağıyor. Muhtemelen ikisi de alamayacak! Muhtemel gerekçe: Barış adına sıkı hayran kitleleri bulunduğu halde, aynı zamanda nefret paratoneri olarak dünyayı zıt kutuplara savurdukları için.

Donald Trump ikinci dönemine barış havarisi olarak başladı ama kışkırtıcı retoriği ve değişken siyasi tarzıyla ittifakları hırpaladığı, tehdit ve pazarlık usulü gümrük tarifeleriyle küresel ekonomiyi dinamitlediği, kendi ülkesinde demokratik normları baltalayarak küresel demokrasi açısından kötü örnek olduğu ve iklim krizini umursamadığı için onu dünyanın en tehlikeli adamı görenler var.

Francesca Albanese, BM’nin İşgal Altındaki Filistin Toprakları Özel Raportörü, uluslararası hukuk uzmanlığını da aşan bir adanmışlıkla Gazze’deki kıyıma “soykırım” mührünü bastı raporlarında; bütün Filistin savunucuları da onu bağrına bastı ama İsrail ve hatta sol Yahudi entelijansiya tarafından bile “antisemitizm”le suçlanıyor, Hamas’ın 7 Ekim saldırısını hiç anmamakla itham ediliyor.

ABD ise raportöre mali yaptırım uygulamaya başlıyor. Çünkü Albanese’nin "İşgal ekonomisinden soykırım ekonomisine" başlıklı son raporuna göre, İsrail kuruluşundan bu yana Filistinlileri topraklarından sürmeye dayalı “yerleşim kolonyalizmi” uyguluyor, ABD şirketlerinin de katkısıyla. Raporda şu tespitleri yapıyor:

İtalyan hukukçu Francesca Albanese üç yıldır raportörlük görevinde, şu sıra BM’nin en tanınmış simalarından ve Küresel Güney’in yıldızı. Diplomatik laf yığınlarına sığınmıyor, sesi gür çıkıyor, sosyal medyadan da mesajını net veriyor: “GAZZE AÇLIKTAN ÖLÜYOR. İsrail bombalamaya devam ediyor!” Uluslararası hukuk ilkelerini empatiyle sarmalaması insanları umutlandırıyor ama, diğer taraf şeytanlaştırıyor.

BM’nin performansını izleyen Cenevre merkezli sivil toplum örgütü UN Watch’ın raporlarından birinde Albanese “Kuzu postuna bürünmüş kurt” diye tasvir ediliyor. İsrail’i şeytanlaştırmak ve “Soykırımın 1948’de başladığı yalanını atmakla” suçlanıyor. Albanese’nin kızının adı “Leila”; acaba Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin hava korsanı Leyla Halid’den mi geliyor adı? UN Watch bunu bile sorguluyor.

Albanese soykırım tespitinden şaşmıyor. Son paylaşımlarından birinde, Gazze’de yemek kuyruğunda öldürülen Filistinli futbolcu Süleyman el Obeyd’i anıyor; UEFA’yı etiketleyerek “Katillerini müsabakalardan ihracın zamanı geldi, sporu apartheid ve........

© Habertürk