Rekabet ve dezenflasyon baskısında sanayi ne yapacak?
Temmuz 2025 sanayi üretim verileri, Türkiye ekonomisinin bir yol ayrımında olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Yıllık bazda %5,0’lik artış, sektörün hâlâ dirençli olduğunu kanıtlarken, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış aylıkta %1,8’lik gerileme kırılganlığı gözler önüne seriyor.
➔ İlk yedi ayda ise geçen yılki %1,5’luk sanayi üretimi bu yıl %3.1’e çıkması ise hem baz etkisine hem de geçen yıl stokların varlığına bağlanabilir.
➔ Önceki yıllardan düşük finansman maliyetleri ile kapasite artırıp yatırım yapan ve seçimler nedeniyle stoklarını da güçlendiren sanayi sektörü, geçen yıl bu stokları eritmeyi tercih etti.
➔ Stokları erittikten sonra da bu yıl talep geldikçe üretime yapmaya yöneldi. Geçen yılki düşük bazın üzerine bu yıl üretimin kıpırdanması ile oransal olarak üretim ikiye katlandı.
➔ Enflasyonun alt kalemlerinden temel malların fiyat artışı ağustos ayında yıllık bazda ’nin altına indi. Manşet enflasyonu da aşağı çektiği dikkate alınırsa sanayi dezenflasyon sürecinde kritik bir rol oynadı denebilir.
➔ Tabi ki bunda sanayi sektörünün kendi içinde ve ithalat kanalıyla rekabete açık olmasının ve döviz kurlarının kontrol altında tutulmasının da rolü var.
➔ Öte yandan başta yüksek enflasyonun maliyetleri ve ücretleri artırması yanında dünyadaki konjonktürün de etkisiyle sanayi sektörü küresel rekabet gücü sınavıyla karşı karşıya.
➔ Motorlu kara taşımlarında %7,4’lük, sermaye malı imalatında ,1’lik, bilgisayar ve elektronikte P,9’luk diğer ulaşım araçlarında X,5’lik, fabrikasyon metal ürünlerinde ,4’lük artış toplam sanayinin %5’lik büyüme göstermesinde etkili oldu.
➔ En dikkat çekici artış ise........
© Habertürk
