menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Joystick’ten Nöronlara: Dijital oyunların zihnimizdeki bilimsel izi

12 2
26.11.2025

Yıllarca ebeveynlerin ve eğitimcilerin korkulu rüyası olan “ekran süresi”, bilim dünyasında sessiz bir devrime tanıklık ediyor. “Oyun oynamak beyni çürütür” şeklindeki o eski ve kalıplaşmış argüman, yerini çok daha nüanslı, veriye dayalı ve heyecan verici bir gerçeğe bırakıyor: Beynimiz, maruz kaldığı dijital meydan okumalara göre fiziksel olarak şekilleniyor. Son yirmi yılda yapılan 150’den fazla nörobilimsel çalışmayı masaya yatırdığımızda gördüğümüz tablo, oyunların pasif bir uyuşturucu değil, doğru dozda alındığında güçlü bir “bilişsel antrenman” aracı olduğudur (Granic, Lobel, & Engels, 2014).

Ancak her oyun aynı etkiyi yaratmıyor. Tıpkı halter kaldırmanın bacak kaslarını, koşmanın ise kardiyovasküler sistemi geliştirmesi gibi; bir Counter-Strike oyuncusunun beyni ile bir SimCity oyuncusunun beyni çok farklı zihinsel kasları çalıştırıyor.

Halk arasında genellikle şiddet içerikleriyle eleştirilen “First-Person Shooter” (FPS) oyunları, nörobilimciler için şaşırtıcı bir hazineye dönüştü. Call of Duty veya Overwatch gibi oyunlar, oyuncuyu sürekli değişen, öngörülemez ve görsel olarak karmaşık bir ortamın içine atar.

Araştırmalar, bu kaotik ortamda hayatta kalmaya çalışan beynin, görsel bilgiyi işleme hızını dramatik biçimde artırdığını gösteriyor. Green ve Bavelier’in (2003) literatürde çığır açan çalışmaları, aksiyon oyuncularının “görsel seçici dikkat” konusunda oynamayanlara göre P’ye varan bir üstünlük sağladığını kanıtladı. Bu oyuncular, kalabalık bir ortamda (örneğin yoğun trafikte veya kalabalık bir caddede) tehlikeyi veya aradıkları nesneyi çok daha hızlı fark edebiliyorlar. Daha da ilginci, bu oyunlar “kontrast duyarlılığını”—yani gri tonları ayırt etme yeteneğini—geliştirerek, yaşlanmayla birlikte doğal olarak azalan bir göz fonksiyonunu iyileştirebiliyor (Li, Polat, Makous, & Bavelier, 2009). Yani aksiyon oyunları, bir anlamda beynin görme merkezine ince ayar yapıyor.

Eğer aksiyon oyunları beynin “refleks” tarafını eğitiyorsa, StarCraft veya League of Legends gibi strateji oyunları da beynin “CEO”sunu, yani prefrontal korteksi eğitiyor. Bu oyunlar, sınırlı kaynakları yönetirken aynı........

© Haberton