Arap Ligi’ndeki rejim değişikliklerinde Türk unsurların payı
Bilindiği üzere 2003’te Irak’ın işgaliyle Saddam Hüseyin’in devrilmesi, aslında tüm Arap dünyasındaki uzun soluklu liderler için tehlike çanlarını çaldırmış ve bu liderler için sonun başlangıcına gelinmesine vesile olmuştu. Öyle ya, bir defa Arap dünyasındaki güçlü liderler karmasından bir teker sökülmüştü Saddam Hüseyin’in çöküşüyle… Gerisi çorap söküğü gibi gelecekti.
Zaman ilerledikçe Arap coğrafyası kaynayan kazana dönüşmeye başlamış ve halklarca artık değişim ve reform taleplerinde bulunmaya başlanmıştı. Bu talepler zaman içerisinde isyana evrilince işin rengi değişmiş ve Muammer Kaddafi, Hüsnü Mübarek, Ali Abdullah Salih, Zeynel Abidin bin Ali gibi önemli Arap liderlerin devrildiği kanlı bir süreç yaşanmış ve bu süreç tarihe “Arap Baharı” olarak geçmiştir. Ama Suriye’de gerek askerî, diplomatik ve iktisadî yönlerden Rusya ve İran destekleriyle direnen Esed de ancak 13 yıl dayanabilmiş ve geçtiğimiz Aralık ayında mendil sallayarak en büyük desteği gördüğü Putin’in güvenli kollarına koşmuş, Rusya’dan sığınma hakkı almıştı.
Yani 2003 yılından bu yana Arap dünyasının önemli liderleri peş peşe devrilirken yaşanan rejim değişikliklerinde muhalif ayaklanmalardan Batı müdahalelerine kadar pek çok etkenin rol oynadığı tartışılagelmiştir. Fakat bu rejim değişikliklerinde Arap coğrafyasında varlığını sürdüren Türk asıllı etnik unsurların payı gerektiği gibi ele alınmamış ve hep pas geçilmiştir.
Bu köşe yazımızda Arap dünyasındaki rejim değişikliklerinde belki de en büyük aslan payına sahip olmasına rağmen hak teslimleri ısrarla yapılmayan Türk asıllı bölge insanını ele alacağız.
Uzun yıllar Saddam Hüseyin’le yıldızı hiç barışmayan mezhepsel ve etniksel unsurların içinde Şiiler ve Kürtler ile birlikte hiç şüphesiz başı Türkmenler çekmektedir. Irak’ta Araplardan ve Kürtlerden sonraki üçüncü büyük etnik grup olan Türkmenlerin kökü 674 Buhara Seferi’nde istediği başarıyı elde edememesine rağmen Buhara Hakimi Kibac Hatun’la imzaladığı mukabele icabı kuşatmayı kaldırması karşılığında yüklü miktarda bir paraya ek olarak Emevîlerin Horasan valisi Ubeydullah bin Ziyad tarafından Irak’a getirilen 2000 civarında Türk asıllı okçuya dayanmaktadır. Bu Türk asıllı okçular, Basra’da iskân edilirken bu okçular için “Buharalılar Sokağı” oluşturulmuştur. Emevîlerin başlattığı Horasan’dan Irak’a savaşçı getirme adeti Abbâsîler tarafından da sürdürülmüş, Abbâsîler bu savaşçılar için Samarra adında askerî kentler inşa etmiştir. Böylelikle Horasan asıllı Türk savaşçılar Irak’ın kalıcı etnik unsurları arasında kendilerine yer bulmuşlardır.
1055 yılında Selçuklu ordusu bölgenin hakimiyetini ele alınca otomatik olarak artık Irak’ın patronluğu Araplardan Türklere geçmiş, Türkler savaşçı olarak Horasan’dan koparılıp getirildikleri Irak’ta mührü ellerine almışlardır.........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon