Ülkemizde hoşgörü yerine nankörlük neden çoğaldı?
Yani, ‘Benim gibi düşünmüyorsan, dünya senin etrafında döndüğü gibi görünsün’ mantığından uzak durmak; biraz daha ‘Hadi, düşüncelerini paylaş, belki keyifli bir sohbet çıkar’ demek gibidir. Ülkemizde ise hoşgörünün ne kadar önemli bir değer olduğunu sık sık vurguluyoruz, ama uygulamada işler pek öyle gitmiyor.
Nankörlük ise, yapılan iyilikleri görmezden gelmek veya birine sürekli eleştirilerle yaklaşmak anlamına gelir. Ancak nankörlük, sadece bir kişiyi değil, toplumun genel ruh halini de etkileyebilir. Yani, ‘Bana bu kadar iyilik yaptın ama neden bunu böyle yaptın?’ sorusu, nankörlüğün en güzel örneğidir. Bir nevi, ‘Bana çiçek verdin ama niye soldu, anlamıyorum!’ demek gibi.
Hoşgörü ve nankörlük arasındaki ilişki karmaşık bir oyun gibidir. İnsanlar hoşgörülü olduklarında, nankörlüğü elbette besleyebilirler; çünkü hiçbir iyilik karşılıksız kalamaz, değil mi? Ancak bazen hoşgörü, insanların nankörlük ile karşılaştıklarında bile sabırlı kalmalarını sağlar. İşte burada çatışma başlıyor: Hoşgörülü insan saygınlık arayışında olduğunda, nankörlük de kendine bir yol buluyor.
Hoşgörü, yalnızca bireyler arasında değil, toplumsal dinamikler üzerinde de büyük etkilere sahiptir. Bir toplumda hoşgörü artarsa, sosyal uyum ve dayanışma da genellikle artar. Ancak bunu sağlamak, her zaman kolay olmuyor. Çünkü nankörlük, bir toplumun ruhunu zedeleyerek, huzursuzluğa yol açabilir.
Günümüzde toplumsal değerler hızla değişiyor. Teknoloji ve sosyal medyanın etkisiyle insanlar daha fazla hoşgörü talep ederken, nankörlük de bu değişimle birlikte güçleniyor. Özellikle sosyal medya, hoşgörüyü teşvik etme potansiyeline sahipken, aynı zamanda nankörlüğü de görünür kılıyor.
Genç nesil, geçmiş nesillere göre daha hoşgörülü olma eğiliminde. Ancak bu hoşgörünün nankörlükle karşılaşma riski de artıyor. Gençler, toplumsal değişimlerin içinde büyürken hem hoşgörülü hem de nankörlük dolu bir ortamda şekilleniyorlar. Sonuç? Daha fazla hoşgörü ama bir o kadar da nankörlük!
Günlük hayatta nankörlüğü görmek maalesef oldukça kolay. Birinin sizin için yaptığı küçük bir iyiliği anında unutuşu, ya da çok sevdiğiniz bir arkadaşınızın size yaptığı bir iyiliğe karşılık vermemesi, nankörlüğün klasik örnekleridir. Bu tür örnekler hepimizin hayatında yer alıyor ve bu da hoşgörünün değerini tekrar düşünmemizi sağlıyor.
Medya, günümüzün en güçlü silahlarından biridir; elinde tuttuğu mikrofon ve........
© Haberton
