Hafta sonu insanının hafta içi dramı
Pazar sabahı, pijama takımının en rahat halini giymiş, elinde buharı tüten bir fincan kahveyle balkonda oturup, sessizliğin sesini dinleyen o dingil insan, aslında hepimizin içindeki ideal “ben”dir. O anda, zaman kavramı belirsizleşir. Ne bir toplantı, ne bir e-posta, ne de yetiştirilmesi gereken bir rapor vardır. O, sadece var olmanın o basit ve saf keyfini süren bilge bir varlıktır.
Ancak, bu huzur ve bilgelik hali, pazartesi sabahı çalan alarm sesiyle bir anda buharlaşır. O pazar insanı, yerini, acil yetiştirilmesi gereken bir işi olan, kravatı yamuk ve gözleri çapaklı bir robota........
© Haberton
