Beni ancak bir Âmâ gördü: Göremeden anlamak
Kelimeler boğazımızda düğümlenir, duygularımız sessiz çığlıklar atar ama duyan olmaz. İşte tam da o anlarda, beklemediğimiz bir yerden, beklemediğimiz bir el uzanır ve bizi göremeden anlayan biriyle karşılaşırız. Tıpkı bir âmânın, görüntünün ötesine geçerek, hislerin ve ruhun derinliklerine nüfuz etmesi gibi.
Bu durum, görme yeteneğinden çok daha fazlasının, yani empatinin gücünü ortaya koyar. Gözlerimiz açıkken bile, çoğu zaman etrafımızdaki insanların gerçekte neler hissettiğini, hangi fırtınalarla boğuştuğunu görmeyi beceremeyiz. Ön yargılar, aceleci hükümler, kendi dünyamızın telaşı, bizi başkalarının deneyimlerine karşı körleştirebilir. Oysa bir âmâ,........
© Haberton
