menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ömür; Kıymetli bir sermayedir

13 0
17.06.2025

İnsan yaşamı, doğum ile ölüm arasında uzanan sınırlı bir zaman dilimi olarak tanımlanır. Bu zaman dilimi, kadim metinlerden modern felsefeye, derin bir anlam ve değer atfedilen “ömür sermayesi” kavramıyla ifade edilir. Yüce Yaradan tarafından bahşedilmiş en büyük lütuf ve en kıymetli hazine olarak görülen ömür, bireyin varoluşsal yolculuğunda sahip olduğu en temel ve benzersiz varlıktır.

Geleneksel ekonomik tanımların ötesinde, sermaye kavramı sadece maddi varlıkları değil, aynı zamanda fiziksel olmayan tüm değerleri kapsar. Bu geniş perspektifte, bireyin sahip olduğu beceriler ve edindiği eğitim de birer sermaye unsuru olarak kabul edilir. Ancak ömür sermayesini diğer varlıklardan ayıran kritik bir fark bulunur: zaman gibi, ömür de biriktirilemez, geri kazanılamaz ve yerine konulamaz bir kaynaktır. Akıp giden bu eşsiz sermaye, yalnızca en verimli şekilde değerlendirilebilir.

İslami düşüncede ömür, dünya hayatında ebedi ahiret hayatının kazanılacağı yegane zemin olarak konumlandırılır. Bu geçici yaşam, bireye sonsuz bir geleceği inşa etme fırsatı sunan bir imtihan alanı olarak görülür. Bu nedenle, kıyamet gününde insana ilk sorulacak hususlardan birinin ömür sermayesini nasıl kullandığı olacağı belirtilir. Bu bakış açısı, ömrün sadece bir zaman dilimi değil, aynı zamanda büyük bir sorumluluk ve potansiyel barındıran kutsal bir emanet olduğunu vurgular.

Ömür sermayesi, tek bir boyuttan ibaret değildir; zaman, sağlık, bilgi, deneyim ve insan ilişkileri gibi birbiriyle etkileşim içinde olan çeşitli bileşenlerin birleşimidir. Bu unsurların her biri, ömrün değerini ve bireyin yaşam kalitesini doğrudan etkiler.

Zaman, yaşamın temel yapı taşıdır ve her an, her dakika bireyin hayatında dönüştürücü bir etki yaratma potansiyeli taşır. Zaman, bir nehir misali akıp gider ve bir kez kaybedildiğinde, dünyanın tüm hazineleri bile onu geri getiremez. Atalarımızın “Vakit nakittir” deyişi, zamanın maddi değerine vurgu yapsa da, aslında zaman nakitten çok daha kıymetlidir; zira para kazanılıp kaybedilebilirken, zaman sürekli azalan ve telafisi olmayan bir kaynaktır.

Zamanın gerçek değeri, bireyin elinde kalan sürenin farkındalığıyla anlaşılır. Zamanı kontrol etmek mümkün olmasa da, onu nasıl kullanacağımızı seçme özgürlüğü tamamen bireyin elindedir. Bir filozofun ifadesiyle, “bir insan için zamanın uzunluğu ömrü kadar, eni ise zamana verdiği değer kadardır”. Bu, zamanın niceliğinden ziyade, nitelikli kullanımının önemini ortaya koyar.

Sağlık, ömür sermayesinin verimli bir şekilde kullanılabilmesinin temelini oluşturur. Sağlıklı bir yaşam sürdürmek, bireyin hem ruhsal hem de fiziksel iyi oluşunu doğrudan ve olumlu yönde etkiler. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) “İki nimet vardır ki, insanların çoğu bunların kıymetini bilmez: Sağlık ve boş vakit” hadisi, sağlığın yaşamdaki merkezi rolünü çarpıcı bir şekilde vurgular.

Bireyin öznel iyi oluş düzeyi, sağlık ve uzun ömrü önemli ölçüde iyileştirme becerisiyle yakından ilişkilidir. Sağlıklı bir beden ve zihin, bireyin potansiyelini tam olarak kullanabilmesi, hedeflerine ulaşabilmesi ve yaşamdan doyum sağlayabilmesi için vazgeçilmez bir ön koşuldur.

Bilgi ve deneyim, bireyin beşeri sermayesinin temelini oluşturur. Bireyde somutlaşan beceri ve bilgi, sadece kişisel gelişim için değil, aynı zamanda toplumsal ve ekonomik ilerleme için de kritik öneme sahiptir. Günümüz bilgi ekonomisinde, bilginin değeri giderek artmakta ve bilgiye yapılan yatırımın getirisi, fiziksel sermaye yatırımlarından bile daha yüksek olabilmektedir.

Sürekli öğrenme, bireysel ve kurumsal gelişimi destekleyen, profesyonel yaşamı dönüştüren, motivasyonu ve mutluluğu artıran bir süreçtir. Bilgi ve deneyimin sürekli güncellenmesi ve derinleştirilmesi, bireyin ömür sermayesini daha değerli ve üretken hale getirmesini sağlar.

Sosyal sermaye, bireyler arasındaki ağları, bağları, birlik, beraberlik, dayanışma, sevgi, saygı, güven ve ahlaki değerleri ifade eden geniş bir kavramdır. İnsan ilişkileri, yaşam tarzları ve sorumluluklar, ömür sermayesinin değerlendirilmesinde merkezi bir rol oynar.

Yoğun bir sosyal yaşam bireysel mutluluğu artırabilirken, aile ve dostlarla kurulan derin ve anlamlı ilişkiler, hayatı çok daha zengin ve anlamlı kılar. Toplumsal fayda çalışmaları ve toplumsal cinsiyet eşitliği gibi girişimler, bireylerin ve toplumun genelinde olumlu değişime öncülük etme kapasitesini artırarak, ömür sermayesinin sadece bireysel değil, kolektif bir değer olarak da yükselmesine katkıda bulunur.

Ömür sermayesinin kıymetini bilmek kadar, onu bilinçli ve verimli bir şekilde yönetmek de büyük önem taşır. Bu yönetim, çeşitli stratejilerin bir araya gelmesiyle mümkün olur.

Zaman yönetimi, bireylerin daha verimli, üretken, mutlu, rahat ve az stresli bir hayat sürmesine olanak tanıyan kritik bir beceridir. Etkili zaman yönetimi, bireyin odaklanma yeteneğini geliştirir, faaliyetlerini izlemesini sağlar ve sonuçları değerlendirme disiplini kazandırır.

Günümüzde popüler olan birçok zaman yönetimi tekniği........

© Haberton