menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Zamanın ruhu ve insanın kendine dönüş yolculuğu

11 0
22.07.2025

Bedenin içinde bir kalp, kalbin içinde bir mana taşıyoruz. Fakat dış dünyanın gürültüsünde bu manaya ulaşmak her geçen gün biraz daha zorlaşıyor. İşte tam da bu yüzden, kendine dönüş yolculuğu sadece bireysel değil, aynı zamanda ruhsal bir ihtiyaç hâline geldi.

Zamanın ruhu, sadece teknolojik ilerlemeyi değil, aynı zamanda duygusal erozyonu da beraberinde getiriyor. İnsan, bu çağda yalnızca fiziksel ya da zihinsel değil, aynı zamanda ruhsal bir yorgunluğun da izlerini taşıyor. Bu yorgunluk; bazen uykusuzluk, bazen karar verememe, bazen de ilişkilerde tıkanma olarak kendini gösteriyor. Aslında birçok insanın hissettiği ama adını koyamadığı bu hal, Erikson’un “yakınlaşma ve uzaklaşma döngüleri” modeliyle de açıklanabilir. Birey; hem kendinden uzaklaşıyor, hem de başkalarına yakınlaşmak isterken bağ kurmakta zorlanıyor.

İşte tam bu noktada, kendini bilmek devreye giriyor. Çünkü insan, yaratılıştaki orijinal doğasına yani fıtratına uygun yaşadığında dengede kalır. Fıtrat dediğimiz şey, yalnızca biyolojik........

© Haberton