GASSAL'DAN SONRA MEZARCI (MI?)
Üç asra yakındır dünyaya her alanda hâkim olan Batı medeniyetinin ölüme ve sonrasına bakışı ile, bir zamanlar adalet, iyilik ve güzellik yayan İslam medeniyetinin bu konudaki yaklaşımı birbirine zıttır.
İslam medeniyeti insana “Her nefis ölümü tadacaktır.” ve “Ağzınızın tadını kaçıran ölümü sıkça anın.” diyerek hayatın geçiciliğini hatırlatır. Batı medeniyeti ise “Bu dünyada mutlu olmaya bak.”, “Ölümü ve sonrasını mümkün olduğunca düşünme.” diyerek geçiciliği unutturma üzerine bir tavır sergiler. Bu yaklaşım farkı, bireyden topluma birçok alanı etkiler.
KİM BU İSİMLER?
Sümeyye Karaarslan, Şeyma Eraz Çelik, Hayriye Gül Totu, Bahar Mızrak… Belki çoğunuz bu isimleri ilk kez duyuyorsunuz. Ancak bu hanımefendiler, sadece adlarıyla değil, ortaya koydukları eserlerle de dikkat çekiyorlar.
İnsan, sadece etten ve kemikten ibaret değildir. Gönül, ruh, vicdan ve akıl gibi manevî yönleriyle çok katmanlı bir varlıktır. Sağlıklı bireyler, maddî ve manevî yönlerini dengeli kullananlardır. İnsanı tanımadan ne hayatı anlamak mümkündür ne de hakikate ulaşmak.
KIZ ÇOCUKLARI OKUMALI Ml?
Cumhuriyetin ilk yıllarında, gerek Osmanlı'dan miras kalan kültürel yaklaşımlar, gerekse yeni rejimin batıcı ve din dışı eğitim politikaları, dindar ailelerde ciddi tereddütlere yol açtı. Kız çocuklarını okutmak, özellikle muhafazakâr çevrelerde uzun süre endişeyle karşılandı.
Çünkü o dönemde okuyan pek çok genç (erkek ve kız fark etmeksizin), kendi kültürüne........
© Habername
