Peygamberimizin dünyaya teşrifinin 1500. Yılı münasebetiyle yazacağım bu yazıya başlamadan önce şu temel ilkeleri belirtmem gerekir:

Bu yazı şu inanca sahip olanlara hitap etmektedir: Allah (c.c.) vardır, birdir. O’nun gücüne, kudretine, ilmine sınır yoktur. O, “ol” dedi mi olur, “öl” dedi mi ölür. O birdir, tektir; eksiksizdir, Samed’dir. O, doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. O (c.c.) Mâlikü’l-Mülktür, Erhamü’r-Râhimîndir.

O, tüm mahlûkatı, ezeli-ebedi, zamanı- mekânı, dünyayı,-ahireti, haşiri, mizanı, cenneti, cehennemi; bu dünyadaki ve sonsuza kadar sürecek öbür âlemdeki hayatı yaratmıştır. O (c.c.), insanları imtihan için dünyaya göndermiştir. Bu imtihanın en baş konusu imandır; ardından ibadetler, ahlâk ve muamelat gelir.

Bunlara inanmayan bir kişinin Peygamberimizle ilgili bu yazıyı okumasına gerek yoktur. Çünkü bu yazı, bu temel prensipler üzerine bina edilmiştir.

Son Elçi, Son Peygamber

İslâm’ın temel inançlarına göre Rabbimiz, her dönemde diğer varlıklardan üstün ve değerli kıldığı insanlara; kendisini, hakikati anlatan, dünyayı ve sonsuz âlemi tanıtan kitaplar ve peygamberler göndermiştir.

Bu cümleden olmak üzere Rabbimiz tüm insanlara son kitap olarak........

© Habername