Mevlânâ ile Şems’i anlatmak ve anlamak
Mevlânâ ile Şems’i anlatmak, yalnızca iki insanın karşılaşması değil; bir aşkın, bir arayışın ve ilahî bir dile gelişin hikâyesidir.
Onlar birbirine bakan iki göz değil; bir gözün içindeki iki sonsuzluk gibidir.
Aralarındaki bağ, sıradan bir dostluk değil; derin bir manevî yol arkadaşlığı, bir dönüşüm yolculuğudur. Bu karşılaşma, iki ruhun mistik bir kıvılcımla birleştiği, insanın kendini aşarak Tanrı’ya yürüdüğü bir içsel uyanış sürecidir.
İlişkileri zamanla sadece bir dostluk değil; tasavvufî bir aşka dönüşmüştür. Bu aşk, fiziksel ya da romantik bir aşk değil; ilahî hakikate uzanan, “ben” den geçip "biz" olan “hiç” te eriyen bir aşktır.
Mevlânâ’nın şiirlerinde sıkça geçen “sevgili” figürü, çoğu zaman Şems’in sembolüdür. Çünkü Mevlânâ, Şems’i bir bireyden öte, hakikatin aynası olarak görür.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, *Aile Terapisi* adlı kitabında Mevlânâ ile Şems’in ilişkisini spiritüel (manevî) bir bağ olarak değerlendirir. Tarhan’a göre bu ilişki:
"Manevî yol arkadaşlığı, yol dostluğu ve sohbet şeyhliği” biçiminde tanımlanabilir.
Çünkü:
Bağlanma dürtüsü biyolojiktir.
Bağlanma türleri ise........
© Habererk
