Türk milletine hatırlatmalar... Yarım elmayı paylaşamazsak nasıl başarırız?
Toplumun ve o toplumun fertlerinin her birinin, ruhsal direnme seviyesini belirleyen noktaları vardır.
Ruh; bilgi ile beslenir ve olgunlaşır. Ya da tam tersi olur. Yani bilgisizlikle zayıflar ve basitleşir.
Her birimiz için, insan hayatı kolay değildir. Acılar, sevinçler, hüzünler, duygu yoğunlukları hepimizin hayatında önemli yer tutar.
Bu açılardan bakınca, insan ruhunu doğru bilgi ile besleyip duygusal yakınlıklarla olgunlaştırmamız, ardından da her bir acıda, sevinçte, tasada birbirimizi yalnız bırakmamamız gerekir.
Bunun önemini bilip anlayanlar, yaşama kendi renklerini vururlar. Bunu bilseler de yapamayanlar yada bilmeyenler; toplumu etkileyemezler ve de dolaylı olarak da olsa, topluma ve toplumu oluşturan her bir ferde zarar verirler.
Böyle bir olgunun, ülkemizde yaşananlarla doğrudan ilgisi vardır.
Türkiye’nin üzerine oturduğu topraklar ile çevresindeki coğrafya, binlerce yıldır amansız kanlı bir mücadelenin sürdüğü alandır.
Türk Milleti, bu süreç zarfında bahsettiğimiz coğrafya da olabildiğince mertçe, yiğitçe, kahramanca ve insan haklarına saygı içinde, adaletli bir yaşam sürmeye çalışmaktadır.
Karşısındaki güçler de bunu akamete uğratmak için elinden geleni yapmaktadır.
Bu amansız mücadelenin sadece savaş alanlarında olduğunu zannederseniz, büyük bir yanılgıya düşersiniz.
Bahsettiğimiz mücadelenin bir de insani ve insani olduğu kadar cemiyet hayatını da oldukça yakından ilgilendiren bir yönü vardır.
Siz ne kadar bilgi ile donanımlı olursanız olun, ne kadar doğru fikirleri ifade ederseniz edin, bunların insan ve........
© Habererk
