İran’a değil bize yapılıyormuş gibi
Yıl 2003…
Büyük Birlik Partisi İstanbul İl Başkanı olarak Kıbrıs’ta referandum gözlemcisi olarak bulunuyordum. Bir telefon geldi. Arayan, rahmetli Genel Başkanımız Muhsin Yazıcıoğlu’ydu.
“Saddam yakalandı,” dedi.
Normalde bir diktatörün düşüşü karşısında insanın sevinmesi beklenir. Ama ben o an sevindim mi? Hayır. Aksine, anlam veremediğim bir iç sıkıntısı sardı beni. Üzüldüm. Hem de neye, niye üzüldüğümü tam olarak anlamadan.
Yıllar geçti. O anı çok düşündüm. Ve bugünlerde, İran’ın İsrail karşısında her zayıf düştüğü anda, benzer bir üzüntü yine içimi kaplıyor. Ne Saddam’ı yücelten, ne İran’ı kutsayan bir bakış açım var. Ama olan biten sanki sadece onlara değil, bize yapılıyormuş gibi geliyor.
⸻
Bu duygu nereden geliyor bilmiyorum. Türklükten mi, Müslümanlıktan mı, yoksa çok daha derin bir tarihsel bilinçten mi?
Belki hepsi birden…
Çünkü biz öyle bir coğrafyanın çocuklarıyız ki, zaferimiz de acımız da birbirine karışmıştır. Bizim........
© Habererk
