Bir zamanların büyükleri şöyle derdi:

“Devlet her zaman on sekiz yaşındadır.”

Bu söz, ilk duyulduğunda romantik bir ideal gibi gelir kulağa. Oysa bu ifade, devletin unutmadığını, kayda aldığını ve zamanı geldiğinde harekete geçeceğini çok net bir biçimde anlatır. Çünkü devlet; ihaneti de yolsuzluğu da kirli ilişkileri de sessizce yazar bir kenara. Bekler. Ama unutmaz.

Bugün yaşadıklarımız, bu hafızanın harekete geçtiği anlardan biri. Uzun yıllar boyunca dokunulmaz sanılan, medyada, bürokraside ya da arka planda “güçlü” pozisyonda olan birçok isim artık gözaltında, adliyede, hatta tutuklu. Bir zamanların ulaşılamaz görünen figürleri, şimdi savunma yapıyor. Devletin kalemi, zamanı geldiğinde en kalın zırhları bile delip geçiyor.

Güçlü Görünen Her Şey Kalıcı Değildir

Bu ülkede güç, bazen görünür iktidarlarla sınırlı değildir. Medya kontrolüyle, ihalelerle, kadro dağılımlarıyla şekillenen bir ağ vardır. Bu ağ zamanla bir kalkan yaratır gibi görünür ama sistemin doğasında bir denge vardır. Bugün güçlü görünenin, yarın yalnız kalması an meselesidir.

Devletin defteri kalabalıktır. Her ilişki, her para akışı, her siyasi veya bürokratik koruma oraya işlenir. Ve o........

© Habererk