Barış Projeleri mi, Bölünme Tuzakları mı?
Bugün bize “barış”, “kardeşlik”, “birlikte yaşama” adıyla sunulan projelere bakarken, tarih aynasında geçmişi iyi okumak zorundayız. Çünkü bu coğrafyada barışın dili çoğu zaman bölünmenin kılıfı olmuştur. En açık örneği Balkanlardır.
Bir zamanlar birleşik Yugoslavya vardı. Müslümanıyla, Katoliğiyle, Ortodoksuyla, farklı etnik kökenleriyle birlikte yaşayan bir ülke… Avrupa’nın göbeğinde, “birlikte yaşamın örneği” diye gösterilen Yugoslavya, Batı’nın kışkırttığı ırkçı milliyetçilik dalgasıyla küçücük parçalara ayrıldı. Sırplar, Hırvatlar, Boşnaklar, Karadağlılar, Slovenler… Daha dün aynı sofrada oturan, aynı fabrikada çalışan insanlar bir gecede birbirine düşman kesildi. Komşuluk ilişkileri yıkıldı, ortak hatıralar silindi, yerini kan, gözyaşı ve düşmanlık aldı. Sonuç mu? Sekiz parçaya bölünmüş, Batı’ya bağımlı, birbirini sevmeyen bir milletler topluluğu.
Balkanlar bunun en çarpıcı örneği ama tek örneği değil. Aynı oyun Kafkasya’da da denendi. Sovyetler dağıldığında, Gürcüler, Ermeniler, Azerbaycanlılar, Çeçenler, Osetler, Abhazlar arasında kin ve düşmanlık körüklendi. Sınırlar çizildi,........
© Habererk
