PKK’nın Silah Bırakma Maskesiyle Gelen Siyasi Kuşatma!
Silahların susması, çocukların ölmemesi, anaların ağlamaması...
Kim buna karşı çıkabilir ki?
Terörsüz, huzurlu ve güçlü bir Türkiye ideali; bu milletin her ferdinin içtenlikle benimsediği, uğruna çaba harcadığı bir hedeftir.
Fakat işin iç yüzüne baktığınızda, mesele “terör bitti” diye sevinilecek kadar basit değildir. Çünkü bugün önümüze “barış” diye sunulan sürecin arka planında, aklı başında her Türk’ün endişeyle takip etmesi gereken gelişmeler vardır.
Her şeyden önce şunu net biçimde ifade edelim: Türkiye’de bir Kürt sorunu yoktur. Terör sorunu vardır. Ve bu terör, etnik kimliklerin hak arayışı kılıfıyla meşrulaştırılmaya çalışılmış emperyal projelere hizmet etmektedir.
Türk milleti, bin yıldır aynı coğrafyada omuz omuza yaşadığı Kürt kökenli kardeşini düşman belleyecek bir millet değildir. Asla da olmamıştır. Türk Milleti, Kürt kökenli vatandaşlarımızla terör örgütü PKK’yı asla eş görmemiştir. Eş görmediği gibi PKK’lı teröristlerin çoğunluğunun Kürt olmadığını da herkes bilmektedir.
Eğer Türkiye'de sistematik bir etnik ayrımcılık olsaydı, bu sadece doğu ve güneydoğuda değil; İzmir'de, Ankara'da, Antalya'da, Samsun'da, Edirne'de yaşayan milyonlarca Kürt vatandaşımıza da aynı muamele uygulanırdı. Ama yok. O halde neden hâlâ “inkâr siyaseti”, “asimilasyon”, “eşit vatandaşlık” gibi sloganlar pompalanıyor?
İşte tam bu noktada gözümüzü dikmemiz gereken asıl mesele ortaya çıkıyor: Büyük Ortadoğu Projesi (BOP). Irak’ta kurulan “Irak Kürt Bölgesel Yönetimi”, Suriye’de palazlandırılan YPG/PYD (SDG) oluşumu ve şimdi PKK’nın “kendini feshetmesi”... Bunların hiçbiri Türkiye merkezli değildir.
ABD’nin silah desteğiyle eğitip donattığı, İsrail’in stratejik vizyonuyla, İngiltere’nin yumuşak güç mühendisliğiyle ilerleyen bu süreçler, terörün bitişi değil, yön değiştirmesidir.
Geçtiğimiz günlerde Pervin Buldan sosyal medyaya düşen açık hava toplantısında açık açık şunu söyledi: “Kürtler Suriye’de statü kazandı, şimdi sıra Türkiye’de.” Bu cümle bile tek başına, “barış süreci” diye önümüze konulan paketlerin aslında üniter yapıyı hedef alan etnik bölücülük olduğunu göstermeye yetiyor.
Bugün PKK “silah bırakıyoruz” diyor ama açıklamasında Lozan Antlaşması’nı hedefe koyuyor.
Cumhuriyetin kuruluş........
© Habererk
