menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bu din dili dindar üretmez!

14 7
previous day

En temel sorunlarımızdan biri, din aklının geçmişte kalması, çağın aklıyla çelişmesidir. Din adına konuşanlar, bugünün akıl ve idrakine hitap etmedikleri müddetçe, dinden çok deizme, ateizme, inkara hizmet etmiş olurlar.

Doğru olan, din aklıyla zamanın aklını buluşturmak, dini bugünün aklının alacağı şekilde sunmaktır.

Ne yazık ki, sahnede olanların çoğu akıl bile denmeyecek bir din dili ile konuşuyorlar. Kaş yapalım derken göz çıkarıyorlar.
Geçtiğimiz günlerde cüppeli bir cahil, “İzmir’ Yunan işgalinden tefriciye (zor zamanlarda Allahtan yardım istemek için yapılan dua)ile kurtuldu, millet de zannediyor ki, bilmem kim kurtardı,” dedi.

Meşayih öyle yazmışmış… Bu ifade bu kişinin kim bilir kaçıncı - din dışı ve dini örseleyen- ifadesi. Ortalama bir akıl, bu ifade karşısında şunu düşünür: madem bu işler dua ile oluyor, onca duaya rağmen Kerbela niye yaşandı. Hz. Peygamberin - en sevgili torunu-niçin katledildi?
Gazze ve Doğu Türkistan kan ağlıyor, dua ile bu işler çözülüyorsa niye bir - tefriciye- okuyup çözmüyorsunuz?

Şartları oluşmamış hiçbir şey duayla gerçekleşmez. Siz savaşa hazırlık yapmayacaksınız, aklı/bilimi kullanmayacaksınız, gerekli teknolojiye sahip olmayacaksınız, ama duayla bütün engelleri aşacak, problemleri çözeceksiniz.

Yıllardır anlatılan din budur! Böyle olunca da askere, silaha, uçağa, gerek kalmıyor. Bolca dua ehli yetiştirir her meselenizi çözersiniz.
Duası hz. Peygamberden daha sevgili olan kim vardı? O bile Bedir’de, Uhud’da, Hendek’te savaşmadı mı? Dua yetse, o dua eder gök ehli âmin der, o iş biterdi. Çünkü o biliyordu ki, sünnetullah veya adetullah( kâinatın işleyişi) böyle olmuyor. Bir şey istiyorsanız önce icaplarını yerine getireceksiniz. Dua, ancak icapları yerine getirildikten sonra bir anlam ifade eder. Savaşanların, davasına inancını güçlendirir, mücadelemizi -duası makbul olanlar da onaylıyor- diye moral motivasyonlarını artırır, cephede olanların maneviyatını besler, ölüme hazır hale getirir.

Yoksa, topun tüfeğin karşısına taş ve sopa ile gidene dua savaş kazandırmaz. Cübbeli cahilin, bu sözü söylemesinin esas nedeni, tam da milli mücadelenin- zaferle taçlandığı bir günde, Mustafa Kemal ve arkadaşlarını değersizleştirmek, gözden düşürmek için.
Hayatında elini sıcak sudan soğuk suya sokmamış bir kişi, hayatı cephelerde geçmiş insanları küçümsüyor, onları maşeri vicdandan silmeye çalışıyor. Millete ahlak öğreteceğine din, vicdan ve hakikat dışı görüşleri ile toplumu zehirliyor.

Oysa gerçek mutassavıflar asla........

© Habererk