menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkiye’nin İran Politikası

16 476
03.04.2025

Muhtemelen Türkiye’de en farklı fikirlerin çarpıştığı, üzerinde anlaşılamayan, tarafların birbirinden tamamıyla ayrıştığı dış politika konularının başında İran ve İran Türkleri geliyor. İran’da Türkler olmasaydı, Tahran’ın ABD’nin teklifini kabul etmesi, nükleer silah üretmekten vaz geçmesi ve ambargonun kalkmasının en iyi alternatif olduğu üzerinde kolaylıkla mutabakat sağlanırdı. Zira Ankara’nın önceliği, savaşların ve çatışmaların bitirilerek Ortadoğu’da istikrarın sağlanması.

Fakat İran’da 40 milyondan fazla Türk var. Ambargonun kalkması, rejimin ömrünün uzaması yani Türklerin esaretinin devam etmesi demek. Paradoksal olarak İran ekonomik olarak rahatlarsa yeniden yayılmacı politikalara yönelebilir ve bölgede istikrarsızlık kaynağı olabilir.

En çok savunulan görüş: ‘’İran’da rejim yıkılsın ve Güney Azerbaycan bağımsız olsun.’’ Türklerin 10 milyonu Güney Azerbaycan’da yaşıyor, 30 milyonu İran’ın diğer bölgelerinde. Bu görüş uygulandığında 10 milyon kurtulacak, peki 30 milyon ne olacak?

Bir başka görüş: ‘’Güney Azerbaycan, Türkmen Sahra ve Kaşkay Türklerinin çoğunlukta olduğu bölge bağımsız olsun.’’ Bu durumda 16 milyon Türk bağımsız oluyor, 24 milyon yine diğer devletlerin vatandaşı olarak kalıyor. Ayrıca üç devletimizde İran’ın zengin enerji kaynaklarından mahrum kalıyorlar ve üçünün de açık denizlere çıkışı olmuyor. Yani üç fakir ülkemiz oluyor.

Güney Azerbaycan; Türkiye ve Azerbaycan’la komşu, tarım ve turizm de potansiyeli olan bir ülke. Toparlayabilir. Sanayileşebilir. Kendi ayakları üzerinde durabilir. Hazar şeridinde petrol ve gaz bulunabilir. Hazar’ın kıyı şeridinin tamamında enerji rezervleri olması ama Güney Azerbaycan’da olmaması makul değil. İran, körfezde çok fazla enerji rezervi olduğundan bu coğrafyada........

© Habererk