Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik hakaretlerin son yıllarda giderek artması, yalnızca bir bireye değil, bir milletin ortak tarihine, bağımsızlığına ve değerlerine saldırı anlamına geliyor. Daha da acı olanı, bu saldırılara karşı sessiz kalan, tepkisiz kalan, “aman bana dokunmasın” diye susan geniş bir kesimin varlığıdır.

Oysa unutulmamalıdır:

Atatürk’e hakaret, fikir özgürlüğü değil; açık bir nefret suçudur.

Bir Liderden Öte Bir Duruştu Atatürk

Mustafa Kemal Atatürk, sadece bir asker, bir devlet adamı değil; aynı zamanda bir halkın yeniden dirilişinin simgesidir. Bağımsızlık Savaşı'nın lideri olarak emperyalizme karşı ilk organize direnişi başlatmış, ardından laik ve çağdaş bir hukuk devleti kurmuştur. Onun sayesinde, kadınlar seçme ve seçilme hakkını birçok Avrupa ülkesinden önce kazanmış, eğitimde fırsat eşitliği, yurttaşlık bilinci ve ulusal egemenlik kavramları bu topraklarda hayat bulmuştur.

Bugün dünya liderlerinin hâlâ örnek aldığı, Birleşmiş Milletler kürsülerinde adı saygıyla anılan bir liderden söz ediyoruz. 20. yüzyılın en etkili liderleri arasında yer alan Atatürk, Time........

© Habererk