CHP’nin yapısal krizi: Kurumsal zayıflık, politika kısırlığı
CHP’nin yaşadığı iç iktidar mücadeleleri, kronik kurultay tartışmaları, slogan siyasetine dayalı muhalefet anlayışı, yönettiği belediyelerdeki yolsuzluklar ve sınırlı performansı, küresel gündemden kopukluğu, Türkiye’nin sorunlarına alternatif çözüm üretme kapasitesini tartışmalı hale getirmektedir.
Siyasi partiler, Sartori’nin ifadesi ile yalnızca seçim kazanma aracı değil; aynı zamanda toplumsal talepleri formüle eden ve devlete politika olarak aktaran kurumsal mekanizmalardır. Bu çerçevede bir partinin başarısı, yalnızca seçim sonuçlarıyla değil; uzun vadede politika üretme kapasitesi, kurumsal sürekliliği ve toplumsal karşılığı ile ölçülür. CHP’nin bugünkü krizinin temelinde, bu üç alandaki performans zayıflığı yatmaktadır.
CHP’de kurultaylar, teoride parti içi demokrasinin bir aracı iken, pratikte neredeyse hiç bitmeyen bir iç iktidar kavgasına ve liderlik mücadelesine dönüşmüştür. Bu durum, Michels’in ünlü “oligarşinin tunç kanunu” yaklaşımı ile birlikte düşünüldüğünde partinin sürekli bir yönetim istikrarsızlığı yaşadığını göstermektedir. Liderlik tartışmalarının medya gündeminde işgal ettiği yer, partinin ekonomik reform, dış politika ve teknoloji stratejileri gibi alanlarda politika önerileri var mı yok mu anlaşılmaz hale getirmektedir.
Bu kısır döngü, partiye yönelik kamuoyu algısında bir “iktidar alternatifi” değil, “iç çekişmelerin partisi” düşüncesinin oluşmasına neden olmaktadır.
Çok uzun bir zamandır CHP’nin siyasal enerjisi, Türkiye’nin yapısal sorunlarına çözüm üretmek yerine, iç rekabet/hesaplaşma, yolsuzluk - yozlaşma savunusu ve delegasyon hesaplarına harcanmaktadır.
Günümüz insanı/seçmeni, siyaset sosyolojisinin de ortaya koyduğu üzere, giderek daha fazla somut ve müspet politika talep etmektedir. Ancak CHP’nin muhalefet dili çoğu zaman soyut değerler — demokrasi, özgürlük, adalet ve elbette tanımlayamadıkları bir Atatürkçülük — etrafında şekillenmekte ve bu kavramlar anlatılabilir ve anlaşılabilir programlara dönüşememektedir. Bu durum, seçmen nezdinde partiyi “eleştiren ama çözüm üretmeyen” bir yapı........
© Haber7
