Atatürk, kimseden çekmedi kurduğu partiden çektiği kadar…
Türkiye’de siyaset, sorunlarla yüzleşmek ve çözüm üretmek yerine semboller üzerinden meşruiyet inşa etme alışkanlığına sık sık başvurur.
Bu alışkanlığın en belirgin görünümlerinden biri, Cumhuriyet Halk Partisi’nin karşılaştığı her ciddi eleştiri ya da kriz karşısında Atatürk’ün adını bir savunma kalkanı veya saldırı silahı olarak öne sürmesidir.
Bir belediyede yolsuzluk iddiası gündeme geldiğinde, parti içi çekişmeler, iktidar mücadelesi ayyuka çıktığında ya da seçimlerde başarısız stratejiler izlendiğinde, doğrudan meselelerin özünü tartışmak yerine “Atatürk’ün partisi” söylemiyle konuyu gölgelemek için sıkça rastlanan, alışılageldik bir tutum haline gelmiş durumda.
Bu yaklaşım, kısa vadede taraftarlarını mobilize etme ve eleştirileri savuşturma kolaylığı sağlasa da uzun vadede siyasal kültürümüzü aşındırmakta, demokratik hesap verebilirlik ilkesini zayıflatmakta ve Atatürk’ün toplumdaki karşılığını, konumunu gündelik polemiklerin içine çekerek, malzemeye dönüştürerek yıpratmaktadır.
Ortada CHP tarafından kurulan ve yıllardır işleyen basit bir mekanizma vardır: Eleştiri geldiğinde içerik tartışılmaz, hataların sorumluluğu üstlenilmez, Atatürk’ün mirasına referans vererek kendisine dokunulmazlık alanı yaratılmaya çalışılır.
İşin ilginci CHP’de yönetim kimde olursa olsun bu yola başvurmaktan vazgeçmez, hem rakiplerine karşı hem de birbirlerine karşı kullanırlar…
Böylece eleştiri yapan, CHP’den politika üretmesini isteyen, yolsuzlukları tenkit eden, hesap soran taraf, doğrudan CHP ile değil, sanki Atatürk’ün şahsıyla karşı karşıya geliyormuş gibi gösterilir.
Bu durum, dış ve iç muhalefeti susturmanın kolay bir yolu gibi görünür; çünkü kimse Atatürk’ün karşısında konumlanmak istemez.
Ancak bu söylem tarzı, aslında Atatürk’ün hatırasını siyasi hesapların içine çekmekten başka bir anlam taşımaz.
Siyasetin özü, açıklık, şeffaflık ve hesap verebilirliktir. Demokratik sistemlerde partiler ve yöneticiler, yaptıkları icraatların ve aldıkları kararların hesabını seçmenlerine, halka vermekle........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d