menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Dindarlık” biçimlerine göre muhtemel savaşta toplumsal refleks ne olur?

15 0
28.06.2025

Gündemde Türkiye’ye yaklaşan bir savaş ihtimali var. Özellikle İsrail-ABD ortaklığına karşı muhtemel bir savaşta, “final Türkiye ile olacak” diyenlerin niyeti açık.

Devletin hazırlığı var, ancak asıl soru toplumun nasıl bir refleks göstereceği.

Türkiye’de “Müslümanım” diyenlerin oranı % 95’in üzerinde. Ancak savaş gibi olağanüstü bir durumda bu kimlik söyleminin pratikte nasıl bir karşılık bulacağı, insanların dindarlık derecesi ve biçimiyle doğrudan ilişkili.

Yani, kimlerin inancı sadece sözde, kimlerinki fiilî bir sorumluluk ve direniş bilinciyle bütünleşmiş; bu fark savaş gibi kriz anlarında açığa çıkacaktır.

Öncelikle dindarlık biçimlerine bakmak lazım.

Bunlardan ilki, kurumsallaşmış ve kişiselleşmiş dindarlık. Kurumsallaşmış dindarlık, dini kurumlar, din adamları ve yazılı kaynaklara bağlı olarak şekilleniyor ve daha resmi bir nitelik taşıyor.

Buna karşılık, kişiselleşmiş dindarlık, kişinin dini tecrübeleri ve şuurlu tercihleri üzerine kurulu; kişinin kendi yorumuna göre ibadet etmesi bu türden.

İkincisi, ortodoks ve heterodoks dindarlık. Ortodoks dindarlık, dinin geleneksel ve sahih biçimini temsil ederken, heterodoks dindarlık halk arasında mistik ve kültürel unsurlarla harmanlanmış, bazen hurafelere dayalı inançları içeriyor (“halk dindarlığı” veya “popüler dindarlık” gibi).

“Sosyal medya dindarlığı” ise bu iki türün modern bir karışımı. “Tekke dindarlığı” gibi kolektif formlar da ortodoks-heteredoks karışımı bir zeminde bu alan içinde değerlendirilebiliyor.

Üçüncüsünde dindarlık, ibadetlerin yerine getirilip getirilmemesine göre âmil ve gayr-i âmil şeklinde sınıflandırılıyor.

Âmil dindarlar ibadet edenleri, gayr-i âmil dindarlar ise ibadet etmeyen ama inancını sürdürenleri kapsıyor ki bu “günahkâr dindarlık” olarak da tanımlanıyor (namaz kılmayan ama cenaze törenlerine katılanlar gibi).

Âmil dindarlık kendi içinde de ayrışıyor: “Sofu dindarlar” ibadetlerinde hassas olan ve feyz alan şuurlu kişileri; “mevsimlik/alaca dindarlar” ise sadece mesela Ramazan ayında ibadet edenleri ifade ediyor.

Ayrıca, toplum baskısı veya kişisel çıkar nedeniyle yapılan “idare-i maslahatçı (oportünist)” ve “gösterişçi” dindarlık türleri de ibadetlerin çevresel ya da faydacı saiklerle yapıldığı durumları temsil ediyor.

Dördüncü olarak; kişilik yapısına göre dindarlıklar var; iç-dış güdümlülük, otoriter-hümaniter ve zihinsel olmak üzere üçlü alt unsurları bulunuyor.

İç güdümlü dindarlıkta kişiler dini samimiyetle yaşar ve din, kişinin kendini gerçekleştirme aracı; dış güdümlü dindarlıkta ise din, sosyal veya maddi çıkarlar için........

© Haber7