Yüzsüzlüğün ve utanmazlığın feriştahları!..
Ekrem İmamoğlu, hatırlanacağı üzere 16 Haziran’da savcıya hakaret ve tehdit suçlamasıyla hâkim karşısında çıktı.
Bu duruşma vesilesiyle bir kez daha gördük ki, bunlar için yüzsüzlük, utanmazlık ve yalan öteden beri sürdüre geldikleri sahte hayatın tabii bir parçası ve hatta olmazsa olmazı…
Bu nedenle ve beklenildiği üzere hâkimin sorduğu sorulara cevap vermek yerine propaganda ve demagoji yapma yolunu seçti.
Hâkim soruyor; “Başsavcıya neden hakaret ettiniz?”
Cevap: “Ülke yanıyor, insanlar ekonomik zorluklar yaşıyor, beni bu milletin gönlünden silemeyeceksiniz, falan filan…”
Breh breh breh…
İstanbulluların yılların birikimi olan imkânlarını har vurup harman savuran şahsa da bakın hele…
İşlediği apaçık bir suçu örtbas etmek için bulduğu yöntem, ne sorulursa sorulsun, karşı bir suçlama ve tezvirat…
Bu yöntemi, ilk kez tutuklandığında da, kimlik bilgileri, adres tespiti gibi teknik soruların dışında kalan tüm sorulara; “Bu soruyu muhatap almıyorum, tüm isnatları şiddetle reddediyorum” cevabı vererek uygulamıştı.
Şüphesiz ki bu, daha tutuklanmadan önce avukatlarca belirlenmiş ve suçlamaları taraftarları nezdinde mağduriyete dönüştürmek için kullanılan bir propaganda metodu idi.
Aynı usulü mezkûr duruşmada da kullandı…
Üstelik CMK 183’e göre açıkça suç olan mahkeme salonunda hâkimin izni olmadan görüntü/fotoğraf almanın ve paylaşmanın yasak olduğu hükmüne rağmen duruşmayı adeta bir gösteriye dönüştürdü…
Yandaşları ve parayla satın alınmış medyası tarafından organize bir biçimde gerçekleştirilen bu suçla ilgili soruşturma başlatıldı lakin onlar maksatlarına çoktan ulaşmışlardı.
Mahkeme salonunu bir sirke ve tiyatro sahnesine dönüştürmekten zerre kadar çekinmeyen bu anlayışın, “utanma”, “ayıp” ve “haysiyet” gibi erdemlerle bir işinin olmayacağı açık…
Daha dün ortaya çıkan MASAK raporuna göre Ekrem İmamoğlu’nun haksız kazançla en az 4 villa, 7 daire, 14........
© Haber7
