Harama ‘haram’ denmesinden rahatsız olan hastalıklı güruh…
Camiye ve cumaya gitmeden hutbe hakkında tezviratta bulunmak moda oldu.
İslâm’la problemi olan kesim, Diyanet devlet kurumudur diye bu makam tarafından yapılan her açıklamaya, her davete ve her hutbeye çemkirmeyi alışkanlık haline getirdi adeta.
En son, zinanın zemmedildiği ve ağır şekilde ihlal edilen tesettüre dair ifadelerin yer aldığı son cuma hutbesi nasibini aldı bu had bilmezlikten…
Geçtiğimiz hafta Cuma namazında imam efendi hutbe okurken bu haddi aşmışlığa değindiğinde içimden, “hele şükür” demiştim.
En bariz, en müşahhas, en tartışmasız hususlardan birisi olan bu meselenin tartışma konusu edileceği aklımın ucundan bile geçmiyordu.
Öyle ya, Müslüman olmayanların yahut İslâm diniyle sorunu olanların ilgi alanının dışında, tamamen Müslümanlara yönelik bir hatırlatmaydı anılan hususlar.
Lakin çok geçmeden fena halde yanıldığımı bil müşahede gördüm.
Meğer benim, “bu kadarına da burunlarını sokmazlar herhalde” diye haklarında kanaat getirdiğim kesim, buna da burunlarını sokmaktan geri durmamışlardı.
Oysa “onlarlık” bir şey yoktu ve bu hatırlatma tamamen Müslümanlara yönelikti.
Haberlerde, başta halk TV olmak üzere İslâm düşman yayın organlarının Diyanet’e yönelik saldırıları en başlarda yer alıyordu.
Ortak tepkileri “Diyanet’ten skandal Cuma hutbesi” idi…
Sübhanallah!..
Zinanın zemmedilmesi, Müslüman kadınların ve erkeklerin tesettüre riayet etmeleri gerektiğinin vurgulanması bunları neden rahatsız ediyor ki?
Onları ilgilendiren ne vardı sahi?
Onları ilgilendiren şuydu aslında…
“Onlar” diye vasıflandırdığım kesim, ölesiye İslâm’a düşmanlar ve bu düşmanlıklarını her vesile ile dile getirmeye hususi bir ihtimam gösteriyorlar öteden beri.
Dikkat buyurunuz, düşmanlıkları sadece ve sadece İslâm’adır zira diğer dinlerde de zina haramdır ve bugüne kadar mezkûr kesimin ne Hıristiyanlığa........
© Haber7
