Diploma, İmamoğlu’nun mu yoksa Türkiye’nin mi kâbusu olacak?..
Başkalarına da atfedilen fakat aslında merhum Fethi Gemuhluoğlu ağabey tarafından ifade olunan harikulade bir söz vardır…
“Allah, kişiyi iddiasından vurur!..”
Bu evrensel hakikat, herkes ve her şey için geçerlidir.
Doğruyu, iyiyi, hakikati ve güzeli kendi çıkarları için kullanan kim olursa olsun bir gün, iddia ettiği o şeyle imtihan olunur ve gerçek yüzü ortaya çıkar.
Ekrem İmamoğlu’nun hiçbir akademik geçerliliği olmayan ve tamamen kişisel nüfuzla elde edilmiş usulsüz diploması nedeniyle bir kez daha el feneri ettik bu sözü…
Hatırlayın lütfen, yıllar önce FETÖ’cü alçakların uydurup dolaşıma soktuğu ve başta CHP’liler olmak üzere tüm Kemalistler, Kemalistlere kuyrukçuluk yapan solcular ile ulusalcılar, Kürtçüler ve bilumum troller Sayın Cumhurbaşkanının ‘diplomasını’ adeta ağızlarına sakız etmişlerdi.
Diplomanın kendisi, mezuniyet belgesi, okul defterindeki diploma verildiğini gösterir belge ve üniversiteyi kazandığını gösterir belge ile üniversite hocaların ve sınıf arkadaşlarının sözlü tanıklıklarına rağmen, yıllarca tepinip durdular bu iftiranın üzerinde…
Acımasızca, insafsız ve ahlaksızca…
Aslında tartışmanın kapanması için tek başına, yedek subay olarak askerliğini yapmış olması bile yeterdi zira askerlik şubesinin diploma olmadan bu hakkı tanıması ve hele de YSK’nın diplomayı görmeden adaylık müracaatını kabulü imkân dâhilinde olamazdı.
Lakin bunlar için tüm bu gerçeklerin hiçbir önemi yoktu ve bir yalan üzerinden saldırmak, kişiliklerine ve insanlıklarına hayli uygun olduğu için her fırsatta tezvirata devam ettiler.
Peki, ne oldu?
Gün geldi, allayıp pullayarak sahneye sürdükleri bir kifayetsiz muhterisin diploma ile ilgili ciddi problemleri ortaya çıktı.
‘Problem’ sözü lafın gelişi…
Ortada, YÖK’ün de artık kayıt altına aldığı resmi ifadelere göre apaçık bir usulsüzlük ve yasalar ile yönetmeliklerin arkasından dolanma sahtekârlığı var…
Bendenizi izleyen değerli okurlar yakından bilir, İmamoğlu’nun usulsüz elde edilmiş diplomasına dair birçok yazı yazdım.
Her seferinde ‘fikri takip’ gereği bu mesele sonuçlanıncaya kadar bu işin takipçisi olacağımı dermeyan ettim.
Bugün geldiğimiz nokta, işte bu usulsüzlüğün, artık karara bağlanacağı bir merhaleye ulaştığımızı gösteriyor.
Haber 7, bir haftadan beridir bu süreci tüm ayrıntılarıyla işliyor.
Bu yüzden zaten herkesin muttali olduğu bu usulsüzlüğün hikâyesini yeniden yazmak yerine meselenin hayati denebilecek hassas noktalarına değinmenin daha isabetli olacağını düşündüm…
Bunlardan birisi yazının başında dikkat çektiğim Sayın........
© Haber7
